Anasayfa > Köşe Yazıları  >  “Nush ile uslanmayanın hakkı tekrir, tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir”

“Nush ile uslanmayanın hakkı tekrir, tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir”



Evet kıymetli okuyucularım bu meşhur sözün sahibi büyük üstad Tanzimat devri devlet ve fikir adamı, gazeteci, şair Ziyâ Paşa hakkında siz kıymetli okuyucularıma bahsetmek istiyorum… Ziya Paşa’nın mezarı son görev yeri olan Adana’da adını taşıdığı Ziya Paşa Bulvarında bulunan, hemen yakında bulunan Ramazanoğlu Konağında Valilik görevini icra etmiş vefatı sonrası buraya defin edilmiştir. Ziyâ Paşa (1829-1880) ile ilgili araştırma ve inceleme sebebim ise Namık Kemal’ı hayatını incelerken Ziya Paşa’sız, Ziya Paşa’yı incelerken Namık Kemal’siz olmayacağını anlamam vesilesi ile bir önceki yazımda Namık Kemal’den bahsetmiştim bu da tamamlayıcı yazısı olması mahiyetiyle Adana ve Kıbrıs gezi notlarımı ilk olarak sizler için burada paylaşmak ve ilginize sunmak gayesindeyim…

ZİYA PAŞA: (1825 (?) – 1880)

*Tanzimat Edebiyatı Birinci Dönem sanatçısı, devlet adamı, gazeteci, şair.*İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Asıl adı Abdülhamid Ziyâeddin’dir.*Aruzu ve şiir bilgisini Fatîn Efendi’den öğrendiği söylenir.*Fatîn Efendi ile tanıştıktan sonra eline geçen divanları okumaya başlar.*Sadrazam Mustafa Reşid Paşa vasıtasıyla girdiği sarayda, Batı kültür ve edebiyatını yakından tanımaya çalışmış; bir yandan da makam olarak yükselme hırsına kapılmıştır.*Paşa unvanı verilip Kıbrıs mutasarrıflığına tayin edilmiştir.*Ziyâ Paşa, Kıbrıs’ta geniş çapta bir imar faaliyetine girişmiştir. *İstanbul’a döndükten sonra tekrar uzaklaştırılarak Amasya mutasarrıflığına tayin edilmiştir. *Amasya’dayken yaptığı imar faaliyetleri Amasya ıslahatı olarak anılmaktadır. *Bâbıâli’nin iç ve dış politikalarını açıkça eleştirince Avrupa’ya gitmek durumunda kalmıştır. *Ziyâ Paşa, Nâmık Kemal’le birlikte Londra’da Hürriyet gazetesini çıkarmıştır. *İstanbul’a döndükten sonra Nâmık Kemal’le birlikte bir süre Kanûn-ı Esâsî Encümeni’nde görev almıştır. *1880’de elli bir yaşında vefat etmiş, Adana Ulucami hazîresine defnedilmiştir. *“Batılılaşma” kavramını ilk defa ortaya atan Osmanlı aydınları arasında yer alır. *Yeni Türk edebiyatının kurucularından biri kabul edilmektedir. *Ziyâ Paşa, henüz on beş yaşına gelmeden şiirle meşgul olmaya başladığını söyler. *Divan şiiri, âşık tarzı geleneği ve Fransız edebiyatı etkisi diğer tanzimat sanatçıları gibi Ziyâ Paşa’da da görülür. *Ziya Paşa, yenilikçi düşüncelerine rağmen, Divan şiir geleneğinden kopamaz ve şiirlerini aruz ölçüsüyle, ağır bir dille yazar. *1861’de Encümen-i Şuarâ toplantılarına katılan Ziyâ Paşa, klasik tarzda gazeller, kasideler, şarkılar, nazîreler ve hicivler yazmaya başlar. *Diğer Tanzimat dönemi aydınları gibi Batı’dan 18. yüzyıl Aydınlanma Çağı filozoflarının etkisinde kalır. *Siyasal ve sosyal içerikli eserlerinde büyük ölçüde realizme yaklaşırken bir kısım manzumelerinde romantizme yer verir. *Sanatının karakteristik özellikleriyle yerli; şekilden ziyade fikir yönüyle de yeni olma gayreti içindedir. *Sanatçı her ne kadar Yeni edebiyatı benimsese de zaman zaman ikiliklere düşer. *Ziya Paşa edebi açıdan, doğu-batı, eski-yeni arasında bocalamalar yaşamıştır. *“Şiir ve İnşâ”nın baş tarafında, divan şiirinin orijinal bir şiir sayılamayacağını iddia eder ve gerçek Türk şiirinin halk şiiri olduğunu ileri sürer. *Harâbât’ın mukaddimesinde ise halk şairlerinin eserlerini, eşek anırmasına benzetmesi, Nâmık Kemal ile birlikte yeni edebiyatı savunan yazarlar tarafından uzun süre ağır biçimde eleştirilmesine yol açmıştır. *Ziya Paşa’nın yaşadığı bu çelişki üzerine Namık Kemal, “Tahrib-i Harabat” ve “Takip” adlı eleştirileri kaleme alacaktır. *Ziyâ Paşa’nın her devirde zevkle okunan ve en çok beğenilen eserleri eski tarzda yazdığı manzumeleridir. *Şiirlerinde öğretici bir hava vardır. *Divan şiiri nazım biçimlerini kullanan sanatçının lirik sayılabilecek gazelleri vardır. *Hece ölçüsüyle yazdığı birkaç şiiri dışında bütün şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır. (Hece ile yazdığı “Türkü” isimli şiiri vardır.) *Ziya Paşa’nın şiirinin en özgün yanlarından biri; yergiye dayalı seviyeli, temiz ve nazik bir hiciv üslubu geliştirmesidir. *Tanzimat Edebiyatını oluşturan dört önemli etki (divan şiiri, mahallileşme etkisi, Batı etkisi, âşık tarzı) onun şiirlerinde ve düz yazılarında görülür. *Onun edebiyatını besleyen en önemli kaynak bürokratik ve siyasi mücadeleleridir. *Siyasî ve fikrî yazılarında Batılı serbest düşüncenin izleri görülür. *Müslüman bir Türk şairi ve devlet adamı kimliğini titizlikle koruma gayreti içerisindedir. *Hakimane üslubun en güzel örneklerini vermiştir.

*Hikmet, fikir, mesel şairi olarak ünlenmiştir. *Şiirlerinden “Tercî-i Bend” İslâm dünyasında geçerli olan hayat felsefesini özetler. *Ünlü manzumesi “Terkîb-i Bend”de, yaşadığı dönemin duyuş ve düşünce tarzını ortaya koyar. *Özdeyiş haline gelmiş dizeleri vardır.

“Bi-baht olanın bağına bi katresi düşmez Baran yerine dürri güher yağsa semadan”

“Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir Tekdirle uslanmayanın hakkı kötektir”

ZİYA PAŞA’NIN ESERLERİ:Şiir: Eş’âr-ı Ziya, Külliyat-ı Ziya Paşa, Tercî-i Bend ve Terkib-i Bend

Eleştiri: Zafernâme (hiciv),  Rüya (Mülakat şeklinde) Anı: Defter-i Amal Antoloji: Harâbat Çeviri (Tercüme): Endülüs Tarihi (Viardot’tan),  Engizisyon Tarihi (Cheruel ile Lavallee’den)  Emile (J.J. Rousseau),  Tartuffe (Riyânın Encâmı) (Moliere’den) Mektup: Veraset Mektupları, Arz-ı Hâl Tiyatro: Riyânın Encâmı Makale: Şiir ve İnşa


Sıradaki Habere Kaydır