HAYATI ZORLAŞTIRANLAR

Hayat zorluklarla dolu. Ayakta durabilmek ve başarmak için çok büyük gayret sarf etmek gerekiyor. Toplumsal, sosyal, ekonomik ve ahlaki buhranlar yaşanıyor. Dünyada akıl almaz şeyler oluyor. Haber bültenlerini dinlerken insanlık dramlarıyla karşı karşıya kalıyoruz. İnsanların ekonomik güçleri gün geçtikçe zayıflıyor. Ekonomik kaygılar yükseldikçe, anlayış ve hoşgörü yerini umutsuzluğa bırakıyor. Toplumun tahammül sınırı alt seviyelere iniyor. Böyle ortamlarda tek derdi maddiyat olan, birbirinin haklarına saygı göstermeyen kişiler türüyor. Hakları yenenler ise feryat içinde…
Yaşadığımız dünya anlattıklarımızdan çok daha zor bir hal alsa da insan kalabilmek için dikkat etmemiz gereken çok önemli şeyler var. Her şeyden önce Allah rızka kefildir ve umutsuzluğu yasak etmiştir. Bugün rızık endişesine kapılarak, harama meyil eden. Aradığını bulamadığında umutsuzluğa düşen. Umutsuzluğun ileri safhalarında psikolojik sorunlarla baş etmek zorunda kalan insanların sayısı hiç de az değil. Oysa tarihte çok daha zor zamanlar yaşanmış. O zor zamanlarda rızık endişesini, umutsuzluğu bırakmış vatan savunmasında canla başla savaşmış ecdadımız. Hiçbir zaman umutlarını yitirmeden, yokluğun içinde varlık mücadelesi vererek… Onların verdiği mücadelenin eseri bugün yaşadığımız vatan. Gözünü kırpmadan aynı mücadeleyi verebilecek millete sahip bu vatan. Ancak öyleleri var ki yaptığı kötülükleri toplum içinde çekinmeden anlatacak kadar pişkinler.
“Beni şikâyet etmişler abi. Her yıl ramazan ayında yardım paketleri gelir bize. Biz de onları ihtiyaç sahiplerine dağıtırız. O kadar ihtiyaç sahibine nasıl ulaşacağız? Birkaç tanesini eşe dosta verdim. İhtiyaç sahipleri şikâyet dilekçesi yazmış internetten, birkaç koli için hakkımda soruşturma açılmış. Olacak şey mi birkaç koli için? İnsanın ekmeği ile oynanır mı? Kınama cezası aldığım yetmiyormuş gibi bir de o kişilere kendi cebimden yeniden koli düzdüm. Bir sürü zarara uğradım. Aç bunlar aç.” Kahvehanede okey oynarken yapılan bir konuşma imiş bu. Bulunduğu masada ve çevre masalarda konuşmayı duyan kişilerden sadece biri anlatanı kınamış. Diğerleri sessizce dinleyerek okey oynamaya devam etmiş. İçlerinden bir tanesi anlatana hak verince, olayı bize aktaran kişi dayanamayıp yerinden fırlamış. Oturdukları masanın yanına varıp masaya elinin tabanı ile setçe vurmuş.
“Sen ne diyorsun kardeşim. Hem yolsuzluk yapmışsın. Devletin sana verdiği görevi yerine getirmemişsin. Hem de fakir insanları mağdur etmişsin. Bir de burada gelip pişkin pişkin anlattığın yetmiyormuş gibi ‘Aç bunlar aç.’ deyip insanları aşağılıyorsun. Aç ise devlet doyuracak ama sizin gibi aç gözlü insanlar yüzünden gerçek açları doyuramıyor ki devlet. Dünyada açlıktan insanlar ölüyorsa sizin gibiler yüzünden. Dünyanın gerçek açları doyurmaya gücü yeter ama sizin gibi aç gözlüleri doyurmaya gücü yetmez… Kınama cezası almışmış. Az yapmışlar seni tamamen işten atmaları gerekiyormuş. Fakirin bir koli erzakına göz dikecek kadar şahsiyetsiz insanların kamu hizmetinde çalışmaya hakkı yok. Size de yazıklar olsun ki böylelerini konuşturuyorsunuz. Dinlediğiniz yetmediği gibi bir de hak veriyorsunuz. Ya o bir koli erzaka sizin ihtiyacınız olsaydı da size ulaşmasaydı aynı tavırda olabilir miydiniz? Mazlumun yanında olun. Bunun gibileri kınamadıkça daha çok marifetmiş gibi anlatırlar. Sana yazıklar olsun. Anlattıklarını sessizce dinleyenlere binlerce kez yazıklar olsun.” deyip çıkıp gitmiş kahvehaneden.
Liyakat sahibi olmayan insanların yaptığı insafsızlıkların cezasını ne yazık ki toplum olarak çekiyoruz. Bu sebepten ötürü, gördüğümüz uygunsuz tavırlara vatandaş olarak daha da önemlisi insan olarak tepkimizi göstermekten çekinmemeliyiz. Toplum bu kişileri kendi baskılarıyla sindirmediği sürece kanunun gözünden kaçacak ve daha çok canlar yakmaya devam edeceklerdir. Hayat gün geçtikçe zorlaşıyor. Ve hayatı daha da zorlaştıran insanlar türedi. Bu tür insanlara daha fazla sessiz kalmamak gerekiyor. Unutmamak gerekir ki kötülüğe sessiz kalmak onu yapmak gibidir.
Umarım toplumun her kesiminde, adalet duygusuna ve insanlığa önem veren kişiler söz sahibi olurlar. Mazluma, dosta güven; zalime, düşmana korku verirler. Hayatları kolaylaştıran, güzelleştiren, aydınlatan şahsiyetlerle karşılaşmak dileğiyle.
Saygılar, sevgiler.