Anasayfa > Köşe Yazıları  >  SONUCU ÖLÜM OLAN HER İHMAL CİNAYETTİR…

SONUCU ÖLÜM OLAN HER İHMAL CİNAYETTİR…



“Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse, Micheangelo’nun resim yaptığı, Beethoven’in beste yaptığı veya shakespeare’nin şiir yazdığı gibi süpürün. O kadar güzel süpürün ki; gökteki ve yerdeki herkes durup burada dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş desin.” Bugün Martin Luther King’in o meşhur cümleleriyle başlamak istedik yazımıza kıymetli dostlar. Depremin güzel yurdumuzun üzerinde oluşturduğu yıkım ortada. Giden binlerce canın, yıkılan binaların tek sorumlusunun deprem olmadığı da ortada… Sorumlu olanları ve işini iyi yapmayanları en iyi bu cümlelerin ifade edeceğini düşündük. Aslında onlara söylenecek çok söz var. Lakin en ünlü sözü söylemenin daha yerinde olacağını düşündük. Depremde yıkılan binaları yapan müteahhitlerin, bu bilinç ile binaları yapmalarını isterdik. Neticede işini iyi yapan, bu bilinci koruyan müteahhitlerin yaptığı binalar çok şiddetli, art arda gelen iki büyük depreme ve altı binden fazla artçı sarsıntıya dayanabildi. Onu bırakın kıymetli dostlar, yapıldığı tarihten itibaren yüzyıllar geçen, birçok deprem gören Mimar Sinan’ın eserleri halen ayakta. Bu bize işini, en iyisini yapabilmenin gayretiyle yapmanın, emeğini, aklını, zamanını, enerjisini sadece en iyisini üretebilme gayretine yoğunlaştırmanın ne kadar kıymetli olduğunu, yüzyıllar ötesinden gösteriyor. İşini en iyi şekilde yapmaya gayret etmek hayat kurtarıyor. Belki her meslekte, hayati dereceler olmayabilir. Ancak hayati dereceler ihtiva eden mesleklerde, en iyi en düzgün işi yapacağını kanıtlayamayan insanlara, o işi yapmaları için gerekli belge ve ruhsatlar verilmemelidir. Verilen belgelere ve ruhsatlara uygun hareket edip etmedikleri periyodik bir olarak sık sık denetlenmelidir. Çünkü insan hayatı, rant ve kazançtan çok daha kıymetlidir.

       Yüce dinimiz de işini güzel ve iyi yapmayı öğütlüyor. Kur’anı Kerim’de Âli İmran Suresinde, Bakara Suresinde, Kehf Suresinde, Allah’u Teala’nın işini güzel yapana, güzel işler yapana mükafatlar vereceğine dair ayetler var. Peygamberimiz (s.a.v.) İşini iyi yapanlara ihsan edilecek güzelliklerden haber veriyor. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de hırsızlık, hile, hıyanet edenlere ve haram yiyenlere karşı verilecek cezalardan da bahsediyor. “Yapılan binaların yıkılmasıyla hırsızlığın, hilenin, hıyanetin ve haram yemenin ne alakası var?” Diyenler olabilir. İşini iyi yapmamak, insan hayatını kazançtan aşağı görmek bütün bu saydıklarımızın karşılığıdır. Çok daha ağır olacak biliyorum ama şunu da söylemek istiyorum: Sonucu ölüm olan her ihmal cinayettir… O ihmali yapan herkes katildir… Bilerek ya da bilmeyerek ihmal yapılması sonucu değiştirmez. Binlerce insanın hayata veda etmesine neden olan o kişiler; hile, hırsızlık, hıyanetin yanında cinayetten de yargılanmalıdırlar.

       Evet deprem bir doğal afettir. İnsanların ömür sermayesinin tükenmesi de kader ile bağlantılıdır. Ancak dinimizde kaderi değiştiren tek şeyin dua olduğu vurgulanıyor. İşini iyi, temiz ve dürüst yapmak fiili bir duadır. Söyleyeceğim o ki kıymetli dostlar; kanunların karşısında ceza alacak olan bu kişileri, vicdanımızda ve toplumda da cezalandırmalıyız. İşini iyi yapmadığı halde; doğal afet ve kaderin ardına sığınanları vicdanlarımızda da toplumda da affetmemeliyiz… Affettirmemeliyiz…

       “Bu kadar katı ve yargılayıcı ifadeler fazla değil mi?” Diye soranlar var ise onlara verebileceğim tek cevap, “Az bile…” olur. Binlerce canı hiçe sayan kişilere kanunlarda ve vicdanlarda verilecek her ceza azdır. İyi ki ilahi adalet var…

       Pazartesi akşamı, yine deprem oldu. Bir kez daha yüreklerdeki korkular hat safhaya ulaştı. Yakınları deprem bölgesinde olanlar telefonlara sarıldı. Bütün Türkiye dualarına dualar ekliyor. Hal böyle iken deprem hayatımızın merkezine oturdu. Deprem bölgesinde yaşayan insanların üzüntüsü, korkusu, acısı hepimizin oldu. Göz yaşı akıttığımız insanların belki hiçbirini tanımıyoruz. Onların acısını, korkusunu, yasını yüreklerimizde hissedebilmemiz için tanımamıza gerek de yok… İnsan olmak acıları paylaşabilmek için yeterlidir… Bu duyguların yoğunluğunda üç haftadır deprem ile ilgili yazı yazıyoruz. Ne dilimiz ne yüreğimiz ne de kalemimiz başka bir konuya yoğunlaşamıyor…

Allah’ım necip milletimize ve devletimize bu zor günleri en kısa zamanda atlatabilmeyi nasip et. Ülkemize böyle bir felaket bir daha gösterme ne olur.

Saygılar, sevgiler.


Sıradaki Habere Kaydır