BAĞIMLILIK KURŞUNLARI

“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.”
Kanuni Sultan Süleyman’ın meşhur beytini bilmeyenimiz yoktur. Bir nefes sıhhat dünyalara bedeldir. Sahip olduğumuz her şeyi anlamlı kılan yegâne olgu sağlıktır. Varken kıymeti bilinmeyen, yokluğunda uğruna servetler harcadığımız sağlık.
Son zamanlarda çevremde birçok kişinin sağlık sorunlarından dolayı hastane hastane dolaştığına, acılar çektiğine şahit olmaktayım. Bu kişilerden bir kısmı tamamen olmasa da sağlıklarına kavuşma yolunda ilerliyorlar. Bir kısmı ise Hakkın rahmetine kavuşmuş durumda.
Daha dün, sağlığını kazanma uğrunda verdiği mücadeleyi kaybeden bir yakınım yürüdü sonsuzluğa. Elbette hepimiz sonsuzluk yolculuğuna çıkmış fanileriz. Ancak sizin de dikkatinizi çekmiyor mu son bir yıldır artan ölüm oranları.
Türlü oyunlarla sağlıklarımızla oynandığını bilmekteyiz. Önce insanı bağımlı hâle getirerek atılıyor sağlığımıza kurşunlar. Alkol, sigara, uyuşturucu gibi kendimizi korumaya çalıştığımız bağımlılıklar var. Bir de bağımlı olduğumuzun farkına dahi varamadığımız bağımlılıklar mevcut. Bunlardan birkaç tanesini saymaya çalışayım.
Hazır gıda bağımlılığı. Bugün birçok çocuk ve genç paketli ya da çabuk hazırlanan hazır gıdaların pençesinde sağlıklarını kaybetmektedir. Hazır gıda bağımlılığı küçük yaşlardan itibaren sağlıklarımızı kurşunlamaktadır. Dolayısıyla geleceğimizi…
Yakın zamanda bir yakınımın çocuğunun vücudunda büyük morluklar meydana gelmiş. Apar topar hastaneye koşmuşlar. Doktorlar ilik biyopsisi istemişler. Şüphelendikleri şeyi tahmin etmişsinizdir. Çocuğun nasıl bu hâle geldiğini araştırdığımızda öğrendiğimiz şey bizi dehşete düşürdü. Çocuk, ailesinin bütün ısrarlarına rağmen ev yemeği yemiyormuş. Her gün paket gıdalar ile besleniyormuş. Bu da bir bağımlılık çeşididir.
Bizzat şahit olduğum başka bir bağımlılık şekli daha var. Koku bağımlılığı. Bu zannettiğiniz gibi tiner bağımlılığı değil. Hemen hemen her evde hanımların kullandığı kokulu deterjanlara olan bağımlılık. Taşındığımız mahallede bir komşum vardı. Perdelerin kirlenmesine fırsat vermeden perdeleri yıkardı. Mazeret olarak “Evdeki temizlik kokusu gitti.” derdi. Perdeleri yıkarken kullandığı yumuşatıcının bağımlısı olmuştu. Perdelerde o yumuşatıcının kokusu gittikçe perdeleri yıkıyordu. O koku olmazsa evini pis sanacak kadar bağımlıydı.
Daha bunun gibi birçok bağımlılık bulunmaktadır. Masum gibi görünen bu bağımlılıklar, kimyasallar içermektedir. İçerdiği kimyasallar, cildimizden ciğerlerimize kadar birçok organımızı etkilerken ruhsal durumumuzu da harap etmektedir.
Hayatımıza aldığımız doğal olmayan ürünlerin arkasında, zarar verici etken mutlaka bulunmaktadır. Her etken bizi zamanla hasta etmektedir. Ayrıca dikkatinizi bir konuya daha çekmek istiyorum. Doğal olmayan ürünlerin en meşhurlarına bakmanızı rica ediyorum. Hemen hemen hepsi ya İsrail menşei ya da Siyonizm’e destek veren kuruluşlar tarafından üretilmektedir. Hâl böyle olunca iki kez düşünmek gerekmektedir.
Bu konuda yapılacak çok açıklama var. Öncelikle yediğimiz, içtiğimiz markalara dikkat etmemiz gerekiyor. Rahatlıkla söyleyebilirim ki; kendileri, bize yedirdikleri markaları yemiyorlar. Kullandığımız deterjana kadar bir tehlikenin içindeyiz. Siyonist akıl ürettikleri hazır gıdalarla bizleri azar azar zehirlerken, o gıdaların satışından elde ettikleri gelir ile Filistin’i bombalamaktadır. Yani çok yönlü bir yıkımı yaparken bizleri kullanmaktadır.
Söz dönüp dolaşıp yine boykota geldi. Aslında boykot ederek sadece Filistin’i desteklemiş olmuyoruz. Boykot ederek, kendi sağlığımızı dahası nesillerimizin sağlığını da korumuş oluyoruz. İşte burada Muhibbi’nin (Kanuni Sultan Süleyman Han’ın) sözü bizi içine çekiyor. “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.” Halk için devlet, devlet için sağlıklı halk gerekmektedir.
Müslüman her konuda uyanık olmalıdır. Kendisine hazırlanan tuzakların farkında olacak idrak kabiliyetine sahip olmalıdır. Ancak idrak kabiliyetimize atılan başka bir bağımlılık kurşunu daha var. Sosyal Medya. Bugün bu konuya girmeyeceğim. Ancak toplumda bu kadar çeşit bağımlılığın var olması tesadüf değildir. Bunun altında kaynayan bir kazan vardır. Bizim gayretimiz o kazana düşmemek ve düşmek üzere olanları uyarmaktır.
Sağlıklarımıza ve geleceğimize atılan her türlü bağımlılık kurşunundan korunmamız dileğiyle.
Saygılar, sevgiler.