Anasayfa > Köşe Yazıları  >  ŞEHİDİMİZİN ANNESİNİ UĞURLARKEN…

ŞEHİDİMİZİN ANNESİNİ UĞURLARKEN…



Bugün yine kabristandaydık. Bir şehit annesini uğurladık ahirete. Otuz Ağustos gibi manidar bir günde gitti şehidinin yanına. Ailesinin yürekleri yanıyordu. Ayakta durmakta güçlük çekiyorlardı. Çok acı görmüşlerdi ama “Anne acısı başkaymış, zormuş.” Diyordu evladı. Teselli cümleleri yetersiz kalıyordu. Ancak teselli etmeden olmazdı. “Üzülme, evladı ile hasret giderecek orada.” dedi biri. “Selam söyle anne selam söyle hepsine.” Dedi evladı hıçkırıklarının arasından. Ahirete gönderilen selamlar eşliğinde gitti bir kişi daha dünyadan… Vatana şehit yetiştiren bir anne göçtü bugün dünyadan… Yalnız değildi aile. Şehit anasına vefa borcunu ödemek için oradaydı askerimiz, valimiz, milletvekilimiz… Hüznün en derini yaşandı belki yüreklerde… Bugün bir şehit anasını uğurladık ahirete…
Kabristan kalabalıktı. İnsanlar dua ediyordu. Yaşı epey ilerlemiş bir yakını gördüğü kişilere, “Belki bir daha ki sefer sıra bendedir hakkınızı helal edin diyordu.” Az ileride kabirlerin arasında başka biri vasiyet ediyordu yakınlarına, “Ne olacağı belli olmuyor. Eğer hak vaki olursa, hanımıma yakın gömün beni.” Dedi. Ahiret yolculuğuna hazırlıyorlardı zihinlerini… “Ölüm bizim için. Bugün varız yarın yokuz.” Cümleleri hakimdi bütün kabristana. Farklı bir dünyanın girişinden hemen önceki bekleme salonundaymışız gibi hissettim o an… Ölüm o kadar da korkunç gelmedi bugün… Ahirete gönderdiğimiz sevdiklerimizin baş yazılarını okurken, yerlere serilmişti ölüm korkum. “Arada boyut farkı olmasa da görebilsem hepsini.” Diye geçirdim içimden. Kimin içinden geçmez ki böyle bir düşünce…
Şehit annesinin yakınları zar zor ayrıldı kabristandan. Ayakta duracak dermanları olmamasına rağmen omuzlarına binen hüznü vakarla taşıyorlardı, ağırlığı adımlarını yavaşlatsa da. Toprağın bağrına, şehit kardeşlerinin hemen yanına yatırdıkları annelerini yüreklerinde taşıyarak ayrıldılar kabristandan. Biz de ayrıldık. Ayrılır ayrılmaz da yaşadığımız hayatın hengamesine bıraktık kendimizi. Sanki az önce ahiret yolcularını, kabristan ahalisini canla başla görmek isteyen bizler değilmişiz gibi girdik günlük işlerimizin koşuşturmasına. Ne değişken varlıklarız biz… İçimizde kaç denizin dalgasını taşıyoruz? Kaç fırtınanın savurduklarını biriktiriyoruz? Kaç güneşimiz var bizim? Gök yüzünün bile buluttan güneşe geçmesi zaman alırken, biz nasıl odadan odaya geçer gibi duygu durumumuzu değiştirebiliyoruz? Oysa ne çok üzülmüştük o an…
Bir şehit annesini uğurladık bugün ahirete… Vatana şehit yetiştiren bir anne göçtü bugün dünyadan… Şehit annesini uğurlarken hissettiklerimizi paylaştık sizlerle. Bu vesile ile toprağı vatan yapan şehitlerimizi rahmetle anıyor, minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Vatan bölünmez, şehitler ölmez.
Saygılar, sevgiler.


Sıradaki Habere Kaydır