Anasayfa > Köşe Yazıları  >  1960’da Dünyaya Geldiğim Karakış Ayı ve Çocukluk Hatıralarım

1960’da Dünyaya Geldiğim Karakış Ayı ve Çocukluk Hatıralarım



Kış aylarında kar lapa lapa yağarken duygulanırım.

Dünyaya geldiğim bebeklik yıllarımı düşünür, rahmetli anamın anlatıklarını hatırlarım.

Giresun’un Espiye ilçesi ,Dikmen köyündeki Karakışla mahallesinde üstü toprak damlı  dünyaya geldiğim köm evimiz yanındaki merek,önündeki mağza, çit ve çevke gözümün önüne gelir.

2019 yılı Ağustos ayında 100 yaşında hakka yürüyüp ebediyete giden anacığım  oğlum sen Menderes’in devrildiği yıl, karakış ayında 27  Ocak 1960 da dünyaya geldin derdi.

Anamın kara kış dediği kar ve kış  benim için  hayatımın miladı dünyaya geldiğim aydır kar benim için bereket  rahmet beyazlık temizlik güzellik hayat ve her şeydir .

Doğumum merhum anamın hesabına göre kara kış ayı Ocak’ın 27 si , nüfus kütüğüne göre  doğum tarihim 1 Şubat 1960 olarak geçmiş.

Kar ve kış kabus değil ilham kaynağıdır.

Kar ve kış üzerine  yazılan şiirleri, kitapları, romanları okur film ve belgeselleri severek  izlerim. Hayat miladım bebekliğim kara kış ayı hatırıma gelir. Çocukluk yıllarım sinema şeridi gibi gözlerimin önünden  geçer.

Kar  lapa lapa yağarken kendimi dışarı atar,gönlümdeki yangınları  söndürür  kendimi hatırladığım bebeklik yıllarımdan  çocukluk yıllarıma geçtiğim günleri silik bir  siyah beyaz fotoğrafa bakıyor belgesel flim izliyormuşum gibi hatırladıkça duygulanırım.

Çocukluk yıllarımızın kış ayı çok zor geçti , ben kara kışın ne olduğunu çok iyi bilirim kar yağarken elimizde odunla bir saatlik mesafeye okula gittiğim günler,

Koyunlara  yeşillik yedirmek için kışlada kar kürüdüğümüz  yıllar ,

3 saatlik mesafeden taflan alafı  kesip sırtımda taşıdığım  kış ayları ,

Bahar da yaylada kar yağarken iliklerimize kadar üşüdüğümüz günler ,

Mısır torbasını sırtıma alıp değirmene  gittiğimiz çocukluk yılları ,

Karda yağmurda evde ısınmak İçin sırtımda çocuk bedenimle odun taşıdığımız günler ,

Keşke o günlerin kitapları yazılıp filimlerini çekebilsek.

En çok  kara lastiklerimiz delik ve  anamın ördüğü yün çorabı yırtık olduğu İçin  lastiklerimiz su alır ayaklarım çok üşür canım çok yanardı.

O zor ve sıkıntılı günlerde yine kendimizi mutlu eder  oyunlar oynar neşelenir çocukluğumuzu doya doya yaşamasakda kendimizi mutlu etmeye çalışırdık.

Keşke Bugünkü gençliğimize  bizim kuşağın çocukluk yıllarını çok iyi anlatabilsek.

Yaşları 50 nin üstünde olan bizim kuşak  hatıralarını yazmalı , çocukluk ve gençlik yıllarını roman kitap ve belgeselini çekerek geleceğe bilgi belge ve arşiv bırakmalı.

Anadolu Karakışa Teslim

2022 yılı Ocak ayının son haftası tıpkı 1960 yılının Ocak ayının son haftası gibi  kar yağıyor. Anadolu’nun her yerinde kar boran fırtına var. 

Ben  62 yıl önce bebeklikten çocukluk yıllarıma geçtiğim günlerin duygu selini yaşarken sizi merhum Sezai Karakoç’un  Kar şiiri ile  baş başa bırakıyorum.

     Kar Şiiri

Karın yağdığını görünce

Kar tutan toprağı anlayacaksın

Toprakta bir karış karı görünce

Kar içinde yanan karı anlayacaksın

Allah kar gibi gökten yağınca

Karlar sıcak sıcak saçlarına değince

Başını önüne eğince

Benim bu şiirimi anlayacaksın

Bu adam o adam gelip gider

Senin ellerinde rüyam gelip gider

Her affın içinde bir intikam gelip gider

Bu şiirimi anlayınca beni anlayacaksın

Ben bu şiiri yazdım aşık çeşidi

Öyle kar yağdı ki elim üşüdü

Ruhum seni düşününce ışıdı

Her şeyi beni anlayınca anlayacaksın

SEZAİ KARAKOÇ

Çocukluk Yıllarımızın Geçtiği Köylere Kış Aylarında’da  Gidelim.

Anam kara kış ayının 27’sinde doğdun derdi. Anama göre, ben soğuk karlı bir havada Menderes’in devrildiği yıl doğmuşum. Bu yüzden hayatımız mücadele ile geçiyor. Birçok darbe gördük. 12 Mart Muhtırası, 12 Eylül Darbesi 28 Şubat Pos modern darbesinde yaşadıklarımız, 15 Temmuz hain darbe girişiminde devlet ve millet olarak yaşanan tehdit ve tehlike. Bizim kuşak darbeler ve ihtilallerle büyüdü yaşadı. En büyük darbe gençlerimiz üzerinde oldu. Tüm darbeler gençlerimizi yok etmeye çalıştı. Gençlerimiz üzerinde bugünkü tehdit ve tehlike, sanal dünya bağımlılığı. Kültürel yozlaşma ve teknolojiye esaret milli ve manevi kültür değerlerinden uzaklaşması, gençlerimize sahip çıkmak için onları ata dede köylerine götürelim. Köy hayatı ve aile tarihi bilincinin önemini anlatalım. Dünyaya geldiğim ve çocukluk yıllarımı geçirdiğim köyümden yaptığım canlı yayını sizlerle paylaşıyorum.

https://www.facebook.com/belgeselciismail/videos/1586019084886026/

KIŞINDA KÖYLERE GİTMELİYİZ

Ber yıl  1960 yılında dünyaya gözümü açtığım Giresun Espiye Soğukpınar Beldesi Dikmen Mahallesi Gıran Mevkine  geçtiğimiz yıllarda kış ayında gidip, köy merkezinden 1 saat karda yürüyerek eve çıktım. Tıpkı çocukluk yıllarında köy hayatını yaşadım elimde mazı altından aldığım yarmaça odunla okula gittiğim günleri hatırlayıp okulumun kapısında hatıra fotoğrafı çektim. Rahmetli Anam başta olmak üzere köy mezarlığında yatanlara Fatiha okudum. Karlı ve buzlu yolda yürüdüm. Geçmişte yaşadıklarımı düşündüm. Bugün büyük bir çevre tarih ve doğa katliamının yaşandığı Kızılkaya Maden Dağları’nın gelinlikler gibi süslenmiş kar manzaralı halini belgeselleştirip www.devrialem.tv www.gebzegazetesi.com duygu ve düşüncelerimi anlatan canlı yayın yaparak, çocukluk yıllarındaki yaşadıklarımı konuşup tarihe not düşüp zamana noterlik  yaptım. https://www.facebook.com/belgeselciismail/videos/1586043348216933/Daha önce köyle ilgili wwwgebzegazetesi.com’da yayınlan yazımı sizlerle paylaşıyorum . http://www.gebzegazetesi.com/m/?id=1348&t=makale Çocukluk yıllarımızı bir sinema şeridi gibi gözümüzün önünden geçirip hatırladığımızda içimiz bir hoş olur. Bazen hüzünlenir, bazen duygulanırız. Çocukluğumuzu doya doya yaşayamasak da, her fırsatta bazen çocuklaşmalı, yaşımız kaç olur ise olsun anılarımız ile çocukluğumuzu hatırlamalıyız. Bugün sizlere acı tatlı birçok anımın olduğu, çocukluk yıllarımı geçirdiğim Giresun’un Espiye İlçesi Soğukpınar Beldesi’ne götürmek istiyorum. Memleketime vefa borcumu ödemek için kaleme aldığım yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Gelin, birlikte belgesel tadında Soğukpınar kültür tarihine yolculuğa çıkıp, Kızılkaya Maden dağlarından Soğukpınar’ın muhteşem manzarasını doya doya seyredelim.

Çocuk hatıralarımla ilgili Gebze gazetesin de yayınlanan makalemin linki

http://www.gebzegazetesi.com/m/?id=4114&t=makale

http://www.gebzegazetesi.com/m/?id=4831&t=makale

http://www.gebzegazetesi.com/m/?id=35493


Sıradaki Habere Kaydır