Anasayfa > Köşe Yazıları  >  24 Temmuz Basın Bayramında Ankara Kalesinden Basın Tarihine Yolculuk

24 Temmuz Basın Bayramında Ankara Kalesinden Basın Tarihine Yolculuk



24 Temmuz Basın bayramı olarak kutlanır. Birçok www.gebzegazetesi.com okurlarımız ve  devri alem www.devrialem.tv belgesellerimizi izleyenlerden kutlana mesajları almaktayız. 50 yıla yaklaşan gazetecilik ve belgeselcilik  hayatımda Ankara’nın benim yanımda çok önemli yeri ve önemi var Ankara’yı  ilk kez  1976 yılın da görmüştüm gazeteci olarak Ankara’ya ilk kez 1985 yılın da Anadolu basın birliği toplantısına katılmak İçin gelmiştim.

Ankara Kalesinde Basın Tarihi Müzesi

24 Temmuz 2022 basın bayramının kutlandığı hafta  Ankarada olmak güzel Ankara’nın tarihi kalesi ve  kale çevresindeki tarihi mekanlar ve Koç Holding tarafından tarihi Çengel ve safran Vakıf hanlarında kurulan müzede  basın  yayın matbaacılık ve sinema  tarihi ile ilgili makina ve  malzemelerin sergilendiği bölümleri gezerken  oldukça etkilendim yarım asırlık gazetecilik hayatımı bir kez daha yaşadım. Ankara’ya giden tüm arkadaşlarıma Ankara kalesi girişindeki Koç Holding tarafından Çengel ve Safran Handa açılan  müzeyi kesinlikle gezmelerini tavsiye ediyorum.

Ankara Kalesinden Canlı Yayın

Gazetecilik ve belgeselcilik hayatı çok zor olsada görevimizi yapmaya çalışıyor hergün olduğu gibi makale yazmaya  ve belgesel çekmeye 24 Temmuz 2022 basın bayramında Ankara kalesinden canlı yayınlarla devam ediyoruz.

Hititlilerden günümüze Evliya çelebinin izinde  devri alem belgesel tv programı www.devrialem.tv farkı İle Ankara kalesinden canlı yayınla tarihe not düşüp zamana noterlik yaptık canlı yayın linki

https://www.facebook.com/belgeselciismail/videos/2252711458238759/?d=n

Ankara Kalesinin Fethi

Malazgirt zaferinden iki yıl sonra Selçuklular tarafından  fetih edilen  Selçukludan  Osmanlıya Ankara da Vakıf Medeniyeti  eserlerinden ilk vakıf eseri Ankara kalesindeki Sultan  Alaettin Keykubat Vakıf eseri Alaettin Camisi’nde www.devrialem.tv  de canlı yayının yaparak tarihe not düştük.

https://www.facebook.com/belgeselciismail/videos/604618417673493/?d=n

TÜRK BASIN TARİHİ’NİN 47 YILLIK CANLI ŞAHİDİ OLMAK

Gazeteci ve belgeselci olarak dünya, Türkiye ve Kocaeli basın tarihine canlı şahitlik yaptım. 24 Temmuz Basın Bayramı’nı kutladığımız bu özel günde, sizlere gazetecilik ve belgeselcilik çalışmalarımdan söz ederek, bu mesleğin ne kadar önemli bir kamu görevi olduğunu anlatmak istiyorum…

Öncelikle 24 Temmuz’un neden Basın Bayramı olarak kutlandığını siz değerli okuyucularıma anlatmak istiyorum. Osmanlı İmparatorluğu döneminde çıkan tüm gazeteler sansür memurlarının kontrol ve denetiminden geçtikten sonra yayınlanıyordu. 10 Mayıs 1876 tarihinde Türk basınında sansür ilk kez uygulanıyor ve 24 Temmuz 1908 tarihinde İkinci Meşrutiyet yürürlüğe girdikten sonra bu uygulamaya son veriliyor. Günümüzde bu tarih “sansürün kaldırılması” olarak adlandırılmaktadır. Sansürün kaldırılması ile kamuoyunun tarafsız ve şeffaf bir şekilde haber alması sağlanıyor ve 24 Temmuz tarihi hafızalarda yer ediniyor.

10 Haziran 1946 yılında kurulan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, bir basın günü oluşturmayı planlamıştır. Türkiye’de ilk gazetenin çıkış tarihine göre düzenlenmesi planlanan bugüne “Basın Bayramı” adı verilecektir. Ancak ilk gazete konusunda çeşitli görüşler bulunduğundan dolayı bir görüş birliği sağlanamamış, daha sonra Falih Rıfkı Atay tarafından bayramın her yıl 24 Temmuz tarihinde kutlanılması fikri ortaya atılmış ve kabul edilmiştir.

Gazetecilik demek; Özgürlüğümüzün, adaletimizin, demokrasimizin, toplumsal ve siyasi hayatımızın en önemli aktörüdür. Bazen bir okyanusun maviliklerinde mürettebatı ile dibe vuran bir savaş gemisinin bazen atmosferde keşfedilmemiş bir gök taşının bazen de her ikisinin arasındakilerinin izini süren bir merakın ta kendisidir.Kısacası eğrisiyle doğrusuyla yazı, ses ve görüntülerin harmonisi, uzak ve yakın tarihimizin öyküsü, geçmişten geleceğe uzanan iletişim hafızamızdır basın.

İçinde yaşadığımız çağda insanoğlunun su kadar, ekmek kadar ihtiyaç duyduğu, kendisi için yaşama biçimi haline gelen, medeniyetlerin ve uygarlıkların geniş ve uzak coğrafyalarda etkileşimler ve köprüler kurmasını sağlayan iletişim dediğimiz olgu tohumları binlerce yıl önce atılmış bugün ise koca bir çınar gibi kolları her yere uzanan dijital bir sistem. Dijital dünyaya göz açan insanoğlu “dijital yerliler” olurken, dijitalden daha önceleri doğmuş olan bireyler ise “dijital göçmenler”i oluşturmakta.

Türk Basın Tarihi’nde Kocaeli Basın’ının Yeri ve Önemi

Kocaeli Türk basın tarihi, Cumhuriyet öncesi ve Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında çok önemli görevler üstlenmiştir. Öyle ki dönemin İzmit sancağı sınırlarında belirlenen Anadolu Ajansı ismi bunun en önemli örneğidir. Anadolu Ajansı’nın kurulduğu 6 Nisan 1920 tarihinden 2 gün önce, Geyve kazasının Akhisar nahiyesi istasyonunda Halide Edip’in Yunus Nadi Abalıoğlu’na söylediği “Evvela kendini ve mümkünse bütün vatanı kurtaracak olan Anadolu’dur” sözleri Heyet-i Temsiliye reisi Mustafa Kemal Paşa’nın emir ve talimatıyla karara bağlanır ve Anadolu Ajansı kurulur.

Kuvay-i Milliye’nin haklılığını ve halkın sürekli aydınlanmasını sağlamak görevlerini üstlenen Anadolu Ajansı, bunun gerçekleştirilmesi için İstanbul, Zonguldak, İnebolu, Antalya, Kars ve İzmit’te haber alma şubeleri kurar. Mütareke yıllarında İstanbul basının milli mücadele haberlerinin kaynağı, genellikle takalarla, motorlu kayıklarla, yük gemileriyle İnebolu ya da İzmit’ten getirilen Anadolu Ajansı haber bültenleri ile sağlanmaktaydı. Bu bakımdan Kocaeli basının üstlendiği görev milli ruhun bedenlerde daima uyanık kalması bakımından kutsal bir harekettir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve geleceği açısından Kocaeli basın hayatının bir başka önemli köşe taşı ise Atatürk’ün önderliğinde Anadolu basını ile gerçekleşen 16 Ocak 1923 tarihli İzmit basın toplantısı. Türk basın tarihinin kilometre taşlarından birisi olan bu tarihi toplantıya, Yakup Kadri Karaosmanoğlu da “Politika’da 45 Yıl” adlı kitabında yer vermiştir. Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren Şefik Ergürbüz, Haydar bey, Kılıçzade Hakkı, Sedat Pek, Cevdet Hakkı, Cevdet Yakup Baykal, Sefa Ülgen, Şefik Güler, Nedim Akkaya ve Saim Aşkın gibi birçok değerli insan Kocaeli basın hayatına hizmet vermiş ve bir şehrin hafızası olarak Kocaeli’nin tarihine hala ışık tutmakta.

Gazeteciler  şehirlerin canlı şahitleri ve hafızalarıdır. Keşke tüm gazeteci arkadaşlar  hatırlarını yazıp basın tarihimize bilgi ve belge bıraksalar.

Bu duygu ve düşüncelerle tüm meslektaşlarımın 24 Temmuz basın bayramını kutluyor  sağlık mutluluk ve başarılar diliyorum.


Sıradaki Habere Kaydır