AŞKIN ANATOMİSİ…

Malumunuz dün sevgililer günüydü. Bazıları evli olmayanların günü gibi algılıyor, lakin evli olun ya da olmayın yüreğinizde varsa bir sevginiz size özel bir gün işte… Gerçi aşk ve sevgi, değil bir güne, ömre sığmayan, ahirete taşınan kavramlar. Efendimizin dediği gibi “kişi sevdiği ile beraberdir” sözü ne güzel anlatır bunu bize. Zaman ve mekan mefhumuna sığmaz.
Peki nedir aşk?
Gözü kör, kulağı sağır olur aşıkın. Hallacı Mansur’un “enel Hak dediği gibi. Aşık maşukuyla aynileşir, aynı dili konuşur, aynı bakar ve görür. Onun gözüyle bakar, onun diliyle bülbül kesilir. Tabiri caizse “o” olur.
Peki kişi tanımadığını sevebilir mi ya da aşık olabilir mi?
“Tanımadığını sevmek bir heykeli sevmek gibi bir şey olmaz mı?” demiş ünlü yazar Tolstoy. Bazen öyle olur ki hayalimizdeki kişiye aşık olur da karşımızdakini o zannederiz. Aşıkını kaf dağına yükselten zihnimiz, karşısındakini gerçekten tanıdığında belki de çok farklı bir kişiyle karşılaşır. Fakat zihni, maşukun her kusurunu örter.
Öyle olur ki; aşık yemeden içmeden kesilir, rengi solar, tat almaz hiçbir şeyden, tabi maşuku dışında. Eskilerin tabiriyle “kara sevda” hastalığına tutulur, yataklara düşer. Mecnun’un çöllere düşmesi gibi…
“Aşk bu kadar zorsa nasıl yaşar ki bir insan bu durumda bir ömür, bitmez mi?” sorusu akla gelebilir.
Evet, hükümranlığı sürer mi sürer. Bir şartı vardır sadece sevgiye dönüşmek. Bu durumda aşk ve sevgi mutlu -mesut yaşarlar Ne aşk zarardadır ne de sevgi, ikisi birbirini destekler. Sevgiye dönüşmeyen aşk bir müddet sonra sönmeye mahkum olur. Süresi ise kişiden kişiye değişir. Üç ay ,beş ay, biryıl…
Bu arada her karşılaşma bir şeyler öğretir insana; ya sınav olur, ya müjde, belki bir ceza… Hangisi olursa olsun yoldur bu ve gidilecektir. Mühim olan yoldan sapmamak, yoldaki gülleri derebilmek, hikmetleri sezebilmektir.
Sevgiyi içimize koyan Rabbimiz bize bu yollarla öğretir belki sevmeyi. Bir beşerin sevgisiyle Hak’kın sevgisine ve rızalığına talip olmayı. Tabiri caizse güzel sevebilmenin provasını yapmayı…
Peki nasıl güzel sever insan? Onun canı yandığında canı yanar, sevindiğinde belki daha fazla sevinir, kusurlara kör olup iyilikleri görür. Gelişirken geliştirir, her daim yanında durup, elini bırakmaz güzel seven. Siz güzel severken, bir de güzel seven birine denk gelirseniz o zaman Dünya nimetine ermişsiniz demektir. Bir de bu iki insan Hakk’ın rızasına taliplerse her anları huzur olur onların.
Ve Hak’ka götürür bu sevgi iki kişiyi. Bir de sevginiz Allah’a yakınlıktansa eğer, Hak’ka vuslatınız kaçınılmaz olacaktır. Çünkü sevgi sükun yeri, sığınaktır, korumak ve korunmaktır. Sükunetin en güzel yeridir Hak’ka adanmış bir gönülde yer bulabilmek…
Dostlar ne diyelim her gününüz Hz. Aişe (r.a.) annemizin sorusu ve aldığı muhteşem cevabı gibi olsun.
“Yaa Resulallah kördüğüm ne durumda?”
“ilk günkü gibi…”
Gönülleriniz musmutlu olsun dostlar… Kalın sağlıcakla…
Özlem Kartal Pazvant