ASRIN YALNIZLIĞI

Bilmezler yalnız yaşamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara;
Bir cana hasret,
Bilemezler.
Değerli şair Orhan Veli Kanık, yalnız insanların ruh hallerini ne kadar güzel dile getirmiş. Yalnızlık üzerine ne şiirler ne şarkılar ne metinler yazılmıştır. Aşktan sonra üzerine en çok yazılan, söylenen kavram olmuştur yalnızlık. Bir şeyden çok bahsediliyorsa, o şey ya çok seviliyor, hayranlık uyandırıyordur. Ya da o şeyden çok korkuluyordur. Zaman zaman insanların yalnız kalma arzuları olsa da bu arzu kafa dinleme amacından öteye gitmez. Yalnızlığın her türlüsü ürkütür insanı. En ürkütücüsü de kalabalık içinde yalnız kalmaktır.
“Kalabalık içinde yalnız kalmak.” Tezatlıkları barındıran bir cümle değil mi? Bu cümlenin tezatlığını günümüzde yüzlerce belki de binlerce insan yaşıyor. Onca insan yalnızlığı ile baş edemeyip, bunalıma giriyor. Psikologların, psikiyatrilerin kapılarını aşındırıyor. Tabi ki bunalıma girmekten çok daha iyi bir çözüm uzmanlardan yardım almak. Bizi türlü sıkıntılara sokan problemlerin altında yatan sebebin yalnızlıktan kaynaklandığını. uzman yardımı almadan görmemiz, imkânsız oluyor çoğu zaman.
“Neden yalnızlaştık?” Bu sorunun cevabını herkes kendi hayatını inceleyerek verebilir. Toplumun genelinde, standart yaşam tarzları belirdiği için izninizle sıradan bir ailenin bir gününü kısaca anlatayım.
Daha gün ağarmadan kalkılır. Çocuklar okula, büyükler işe koşturur. İş, günün ve enerjinin büyük bir kısmını alır insandan. Eve yorgun argın dönülür. Akşam yemeği hazırlama telaşıyla yaklaşık bir saat geçer. Aile bireyleri ancak akşam yemeğinde buluşabilirler. O esnada ne kadar konuşup, paylaşabilirlerse artık. Yemekten sonra çay içme faslı olursa, günle ilgili bir iki muhabbet daha edilir. Sonra mı? Sonra herkes ertesi günün hazırlığı için odalarına çekilir. Eğer anne çalışmıyorsa, o evin bireyleri, özellikle çocukları şanslıdır. Günün sonunda sıcak muhabbetin, sofranın mimarıdır, evdeki anne… Her gelenin derdini dinleyen, heyecanını hisseden, bir nebze de olsa zehrini alandır, evdeki anne… Yaşam şartları nedeniyle, çoğu aile böyle bir şansa sahip değil maalesef…
Anlattığımız sıradan ailede yalnızlığın sebebi, zamansızlık olarak seriliyor gözler önüne. Vakit ayıramıyoruz. Birbirimizi dinlemeye, hâl hatır sormaya, anlamaya vakit ayıramıyoruz. Dolayısıyla yalnızlığa kendi kendimizi mahkûm ediyoruz.
En son ne zaman birine, “Halet-i ruhiyen nasıl dostum bugünlerde?” diye sorduk? Ya da bu ve buna benzer bir sorunun bize yöneltildiğini en son ne zaman duyduk? Gerilere epey gerilere gittik değil mi düşünürken? Eğer yakınlarda sormuşsanız bir dostunuza, sevdiğinize ruh halini veya size sorulmuşsa, şanslısınız demektir. Birini anlamaya, dinlemeye çalıştığınız için de sizi anlamak, dinlemek isteyen biri olduğu için de şanslısınız… Asrımızdan mıdır ihmalden midir bilinmez, çoğumuz kendi iç sesimizi bile dinlemiyoruz. İçimizdeki biz ne diyor? Ne hissediyor? Kulak veremiyoruz. Kendi kendimize bile zaman ayıramıyoruz. Hâl böyleyken, dinlemek ve dinlenilmek ne kadar güzeldir.
Kalabalıklar içinde yalnızlaştığımız şu zamanda, yalnızlığa “Dur” demeye var mısınız? Her gün bir yakınımıza, dostumuza, sevdiğimize halini, hatırını sormaya; o günü o kişiye anlamlı kılmaya var mısınız? Az da olsa zaman ayırarak, konuşarak mutlu etmeye; karşımızdakini mutlu ederek, mutlu olmaya var mısınız? Soğuk güne ışıyan güneş; karanlık geceye ay, yıldız; çölde serin su olmaya var mısınız?
“Bir hâl hatır sormayla mı olacak bunlar?” demeyin ne olur. Bir söz, kelime, bakış çok şeyler değiştirir insanın hayatında. Hele de kendini yalnız hissedenlerin hayatında. Bir adım, birkaç güzel sözden sonrası kendiliğinden gelecek. Neye ihtiyaç varsa onun yerine geçecek sözümüz. Yalnızlığı gece gibiyse ay, soğuk gün ise güneş, çölde yakan sıcak ise serin su olacak sözlerimiz. İlaç olacak yalnızlıklara. Hem kendi yalnızlığımıza hem karşımızdakinin yalnızlığına ilaç…
İçinden çıkamadığımız durumların devası ayrıntılarda, küçük şeylerde saklıdır çoğu zaman. Asrın yalnızlığı aşılmaz değil. Onun dermanı da ilacı da bizde saklı. Gayretimizde gizli. Yeter ki açığa çıkarmaya niyetlenelim. Yalnızlıklara derman olabilme ümidi ve dileğiyle.
Saygılar, sevgiler.