Anasayfa > Köşe Yazıları  >  Ayasofya Camisi’nin İbadete Açılması Ve Çocukluk Anılarım

Ayasofya Camisi’nin İbadete Açılması Ve Çocukluk Anılarım



Ayasofya  Camisi’nin ibadete açılması ve çocukluk yıllarımda Halam ve Babamdan 57 yıl önce dinlediğim Ayasofya anılarımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ayasofya camisi  her hangi bir yer değil

Allah Rasulünün müjdesi

İstanbul fetihinin sembolü

Fatih sultan Mehmet hanın emaneti

Vakıf medeniyetimizin  abidesidir Ayasofya

Ayasaofya camisini anlamak milli ve manevi tarih bilincine sahip olmaktır.

Ayasofya’nın 86 yıl sonra ibadete açılmasına canlı şahitlik yaptık , bu günleri gösteren Allah cc  şükür etmek dua etmek gerek.

Ayasofya camisinin milli ve manevi tarihimiz ile Türkiye’nin bağımsızlığı ve milletimizin özgürlüğü açısından ne kadar önemli olduğu çocuklarımız ve gençlerimize anlatmalıyız.

Acı ama gerçek gençlerimiz ve çocuklarımız  internet ve sosyal medya ile büyük bir kültür saldırısı ile karşı karşıya  Milli eğitim ve kültür bakanlıkları ile Diyanet işleri  başkanlığına tarihi görev düşüyor. Gençlerimizi milli ve manevi tarih bilinci ile yetişmeleri için seferberlik ilan edilmeli  baba ve anneler olarak çocuklarımız ve gençlere sahip çıkmak  İçin var gücümüzle çalışmalıyız.

Çocuklarımız ve gençlerimiz çok büyük kültür tehdidi altında milli ve manevi tarihlerinden uzaklaşıyor , vakit geç olmadan onların gönüllerindeki Ayasofya’ları açmalıyız.

Ayasofya camisi ile ilgili çocukluk anılarım

Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması  beni 57 yıl önce çocukluk  yıllarıma götürdü. İlk kez Ayasofya adını daha 5 yaşlarımda rahmetli halam ve babamdan dinlemiş ve duymuştum.

Ayasofya’nın büyük kubbesinin nasıl yapıldığı  büyük kubbe altında  namaz kılmak ve dua etmenin ne kadar  mübarek olduğunu   Ayasofya camisinde yapılan duaların kabul olduğunu  onlardan dinlemiştim  rahmetli halam okur yazar değildi ama canlı şahitti , sadece benim halam değil çalışkan yardım yapmayı  sever ve yaptığı iyiliklerle tüm köyün Fadime Halası  cefakar  ve fedakar bir  Anadolu kadınıydı.

O benim sadece halam değil  ana  vekilim  ilk hocam evlatlığı olmaktan  şeref duyduğum okumama vesile olan halamın  ezanın yeniden Arapça olarak okunması  ve Ayasofya  dendiği zaman yaşadığı heyecan  halen gözümün önünde keşke tüm halalar benim halam gibi  olsa benim için  büyük bir şans  keşke rahmetli halam Ayasofya camisinin ibadete açıldığını görebilseydi.

Ezanın Arapça okunması İçin Kurban adamıştı

Rahmetli halam babası ibrahim dedem 1914 yılınnda birinci dünya savaşına giderken üç yaşında dedemin tek kız Evladı  dedem şehit olunca   Büyük dedem  Hasan Kandaz ağa tarafından büyütülmüş  dini bütün bir kadındı  kışın kendisi ile koyun çobanlığı yaparken buzlu suda abdest alıp kar üstünde namaz  kılması beni çok duygulandırırdı rahmetli halamın  dakikalarca yağan karın atında ve kar üstünde  tüm müslümanlar ile devlet ve millet için hayır dua etmesi  gözümün önünden hiç gitmiyor.

Ezanlar  Türkçeye çevrilince  yeniden ezanların Arapça okunması  İçin  büyük bir koç kurban etmeyi adamış ve ezanın ilk kez Arapça okunduğunu duyduğun da  büyük bir koçu kınalayıp kurban ettiğini ondan heyecanla dinlerken sanki  o günleri  yaşar gibi oluyordum. Halamın hayatı başlı başına  belgesel ve roman konusu inşallah bir gün onun  çileli ve fedakar hayatını  da belgeselleştirmek nasip olur.

Halamın Ayasofya Camisi Aşkı

Rahmetli halamdan yaylanın  düzlerinde  soğuk su gözesinin başında  peygamberimizin hayati hazreti Ali efendimizin cenkleri ve tarihi bilgileri  dinleyerek çocukluk yıllarım geçti. Halamın en büyük isteği  Ayasofya camisinin büyük  kubbesi altında namaz kılmak ve dua etmek isteğini  1985 yılında gerçekleştirdik. Giresun Espiye Dikmen köyünden Gebze’ye yanıma geldiğinde rahmetli babamla birlikte benden ilk istekleri Ayasofya’ya gitmek oldu  bir sonbahar günü birlikte Ayasofya ya gidip  bu mübarek mabedi  gezdik  Babam ve halam Ayasofyanın perişan ve müze olarak karanlık loş   haline çok üzüldüler  büyük kubbenin altında  ayakta namaz  kılıp dua ettiler  Ayasofya dan bir türlü çıkmak istemiyorlardı  onlara göre Ayasofya’nın büyük kubbesi  bir türlü yapılamıyor ve sürekli yıkılıyormuş  peygamberimizin tükürüğü getirilmiş ve büyük kubbenin harcına karıştırılmış  ve kubbe bu  sayede  yıkılmamış  diye ata dede ve  hocalarından  duymuşlar  duyduklarına inanan inandıkları gibi yaşayan şehit yetimi kuşakların temsilcileri o insanların değer ve kıymetlerini  tam olarak bilseydik.

Evet  Ayasofya cami  olarak açıldı

Tarihe canlı şahitlik yaptık

86 yıllık hüzün ve hasret son buldu

Ayasofya camisi ile ilgili 55 yıllık çocukluk anılarımı sizlerle paylaştım

Ayasofya camisi ile ilgili   45 yıllık gazetecilik anılarımı da sizlerle paylaşmak  tarihe not düşüp zamana noterlik yapmak istiyorum. Ayasofya camisinin açılışının gönüllerdeki Ayasofya’larını açılmasına da vesile olmasını diliyorum. Çocuklarımız ve gençlerimizin gönüllerindeki Ayasofya’ları açmak İçin milli ve manevi tarih bilinci seferberliği başlatmalıyız. Tarih ve kültür bilincine sahip olmak her şeye sahip olmaktır.


Sıradaki Habere Kaydır