DRİFT TEHLİKESİ

Çalışma hayatından bunalan insanların nefes alabileceği, güneşli bir Pazardı, vakit öğle vaktiydi. Ekmek almak için girdiğimiz marketin önünden geçen insanların, günü kaçırmamak adına yaşadıkları tatlı telaşları hareketlendiriyordu etrafı. Kavşağı dört koldan saran kaldırımlarda, çocuklar babalarının ellerinden tutmuş o telaşa eşlik ediyorlardı. Yavaşça yaklaştığını anladığımız, konvoyun korna sesleri düğün neşesi salıyordu kulaklara. Bu güzel atmosferi bozan, çıkarttığı ses ve yaptığı hareketlerle insanların yüreğini ağzına getiren, kahverengi bir araç tehlike saçıyordu. Belli ki içindekiler yarattıkları tehlikeden zevk alıyorlardı. Doğru tahmin ettiniz. Driftten bahsediyorum.
Kendini bilmez insanların, kendini bilmez diyorum çünkü kendini bilen asla böyle bir şey yapmaz, yaptığı, yaparken de anlam veremediğimiz şekilde zevk aldığı driftten bahsediyorum. Caddeden hızlıca kavşağa giren araç, kavşakta drift yapmaya başladı. Kaldırımın kenarına, trafiği etkilemeyecek şekilde parkeden bir araca neredeyse çarpacaktı. ‘Kıl payı’ derler ya işte öyle bir fark ile kurtardı. Ve çarpmak üzere olduğu aracın içinde bir çocuk ile annesi vardı. Çarpmak üzere olmasından hiç etkilenmemiş olacaklar ki driftlerini bir kez daha dönüp taçlandırarak yollarına devam ettiler. Yaklaşık otuz saniye farkla düğün konvoyu girdi kavşağa. Onlar drift yapanları görmediler. Ama az daha erken gelmiş olsalardı ya da drift yapanlar olayı otuz saniye daha uzatsalardı, o kavşakta o gün facia yaşanırdı. Yaralılar belki de ölüler olurdu. Düşüncesi bile ürkütücü…
Böyle ürkütücü sonuçlar doğurabilecek drifti araştırmaya başladım. İnternete yazdığımda karşıma ilk kaza haberleri çıktı. Şöyle ki;
“Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde arkadaşının otomobili ile drift yaparken boynu kırılarak hayatını kaybeden Recep Yiğit Koç, memleketi Düzce’nin Akçakoca ilçesinde toprağa verildi.”
“Ankara’da, ‘drift’ yaparken kendilerini fark eden trafik polisinden kaçmaya çalışan 3 kişinin içinde bulunduğu otomobil, park halindeki kamyona çarptı. Kazada, otomobildeki 2 çocuk öldü, sürücü ise ağır yaralandı.”
İnternete ‘drift’ diye yazıldığında bunlar gibi bir sürü kaza haberi karşılıyor bizi. Kazalara sebebiyet veren, canlar alan bu tutkunun cezası ne kadar diye de merak ettim. ‘1 Ocak 2022 itibariyle 9125₺’ imiş. Sizce yeterli mi? O kavşakta bir kişi yaralansa ya da ölse bu para neyin karşılığı olacaktı? Yaşadıkları korkunun, yaralanmanın, canından olmanın. Bu saydıklarımızdan hangisinin karşılığı olabilecekti? Trafiğe açık alanlarda bu tehlikeyi, zevk diye yaşayanlara daha ağır yaptırımlar uygulanmalı. Örneğin, bir daha verilmemek üzere ehliyeti iptal edilmeli. Yaralanmalara ve ölüme sebebiyet vermese bile trafiğe açık yerlerde drift yapanlara hapis cezası da ek olarak verilmeli. Çünkü bugün olmasa bile yapmaya devam edildiği sürece çok canlar yakacak bu tuhaf zevk…
Aslında drift mecburiyetten ortaya çıkmış. Japonya’nın dağlık, engebeli ve virajlı yollarında hız kesmeden gidebilmek için keşfedilmiş. Şimdilerde gösteriş amaçlı, zevk veren bir tutku olsa da ortaya çıkış sebebi zorlu yol koşullarıyla mücadele etmekmiş. Zorlu koşullarla mücadele edebilmek için bulunan bir şeyin insanları, trafiği, canları tehlikeye düşürerek hayatı nasıl zorlaştırdığına şahit olmak aklımda birçok soru işareti oluşturdu.
Bu eylemi yapan insanlar, acaba hangi psikolojiyle yapıyorlar? Bazı uzman görüşleri; fark edilme ve aykırı olma isteği, heyecan vb. gibi nedenlerden bahsediyorlar. Peki bu bahsedilenler, trafiktekilerin hatta kendilerinin canını tehlikeye atacak kadar önemli olabilir mi? Bu eylem, eline silah alıp sağa sola ateş etmekten daha masum sayılabilir mi? Elbette ki hayır!
Trafiğe kapalı alanlarda drift yapanlara tabi ki diyecek hiçbir sözümüz yok. Ancak trafiğe açık alanlarda yapılanlara sessiz kalmamalıyız. En azından plakasını alıp şikâyet etmeliyiz ki yaptırımlara uğrasınlar. Çünkü engel olmaya muktedir olduğumuz halde gereğini yapmadığımız her kötü davranıştan bir gün mutlaka biz de etkileniriz. Umarım bu garip tutku daha fazla can yakmaz. Ve umarım drift tehlikesi hayatımızı daha fazla zorlaştırmaz.
Saygılar, Sevgiler.