EMEĞİN BAYRAMI 1 MAYIS
Dün hep birlikte emeğin, dayanışmanın, işçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutladık. 1986 yılında ABD’de dört işçi liderinin 8 saatlik çalışma günü mücadelesine önderlik ettikleri gerekçesiyle idam edildikleri gün olan ve tüm dünyanın işçilerin suçlu oldukları için değil, emekçi oldukları için idam edildiklerini bildiği gün olan 1 Mayıs, ülkemizde ilk kez 1923 yılında resmi olarak kutlanmaya başlamış. İşçi Bayramı, 2008 yılında da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü adını almış…
Türkiye’de ilk kez Osmanlı döneminde 1906’da kutlanan 1 Mayıs , 1921’de Kurtuluş Savaşı döneminde, tersane işçileri işgal altındaki İstanbul’da da kutlamışlar. 1923’de yine tütün işçileri, askeri fabrika, demiryolu işçileri, İstanbul telefon, tramvay işçileri belli taleplerini topluca dile getirmişler. 1925’de Takrir-i Sükun kanunuyla toplu gösteri ve yürüyüşler yasaklanınca 1 Mayıs kitlesel olarak kutlanamaz hale gelmiş. Sonraki yıllardan günümüze de emeğin ve dayanışmanın mücadelesi zorlu, sıkıntılı bir süreçte devam etmiş.
Çocukluğumda rahmetli babam Seydişehir’de Etibank Alüminyum Tesisleri’nde çalışırdı. 1 Mayıs’ı ilk kez o zaman duymuştum. O dönemlerde fabrika ağırlıklı olarak sağ sendikalar ya da sağ görüşlerin çoğunluk olduğu bir kuruluştu. ‘ 1 Mayıs Komanislerin bayramı’ derdi… Hep aklımda kalmıştı; 1 Mayıs 1977’de yaşanan o hain saldırı olduğunda 9 yaşındaydım. Haliyle ne olup bittiğini de anlayacak yaşta değildim. Ancak çocukluğumuzda bize öcü olarak gösterilen 1 Mayıs’ın öyle olmadığını, işçilerin emekçilerin bayramı olduğunu çok sonra ortaokul yıllarında öğrenmiştim…
1977 yılında 1 Mayıs’ın kutlandığı Taksim’de DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in konuşma yaptığı bir sırada hain bir saldırıda katledildiği, 34 kişinin hayatını kaybettiği, 100’ün üzerinde de yaralanın olduğu o ‘Kanlı 1 Mayıs’ı’ da ortaokul- lise yıllarımın başında anlamış, kendimce araştırmıştım. Ardından lise ve üniversite yıllarında mitinglere ve gösterilere katılmasam da hep bir sempati içinde baktım işçilerin bu tek günlerine…
Üniversite sonrası aktif olarak iş hayatına girdiğimde, 90’lı yılların başlarında ise bu defa bir sendika üyesi olarak emekçi kardeşlerimiz ve üretenlerin bayramında meydanlarda aynı saflarda yürüdüm…
1 Mayısların bir bayram havasında kutlanması taraftarıyım. Yıllarca bu ülkede bir dayanışma günü olarak tüm emekçilerin kol kola kutlaması gereken 1 Mayısların yasa dışı eylemlere dönüştürülmesini, devlet kurumlarının, özel sektör kuruluşlarının ve güvenlik birimlerinin yasa dışı kutlama maskesi altında yağmalandıklarını izledik. Bu düzen bozucuların halkı yoldan çıkarmak için 1 Mayıs’ı illegal bir eylem ve başkaldırı günü olarak kullanma amaçlarına tanık olduk.
Oysa örgütlenme, sendikal haklar, ücretler ve işçi sağlığı iş güvenliği konularının ele alındığı, panellerin sergilerin, konuşmaların hatta yarışmaların olduğu, bayram havasında 1 Mayıs kutlanabilirdi. Bugün, ‘ 1 Mayıs’ların önünde engeller var’ sözüne katılmayan bir gazeteciyim. Bu sözlerin bir siyasi kinin devamı olduğuna, işçi bayramını farklı alanlara taşıma gayreti olduğuna inanıyorum…
Bu ülkede 21 yıldır iktidarda olan Ak Partiyi ve onun lideri Recep Tayyip Erdoğan’ı 1 Mayısların önünde engel gibi göstermek, işçi, emek ve hak üzerinden siyasi rant devşirmek isteyenler 1 Mayıs’ın gerçek anlamda bir bayram olarak kutlanması için Erdoğan ve Ak Parti’nin hangi adımları attığını, işçi ve emekçilerle nasıl bir dayanışma içerisinde olduğunu unutmasın. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, 22 Nisan 2009’da TBMM’de kabul edilen 5892 sayılı yasa ile o dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile Ak Parti tarafından resmi tatil olarak ilan edildiğini hangi emekçi kardeşim unutabilir ki?
Dün, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü tüm yurtta coşku içinde, bayram tadında kutlandı. Hep birlikte geçmiş tarihimizden aldığımız güçle omuz omuza bu coşkumuzu büyüterek, emekçilerin hak ettiği değer ve kazanımları çoğaltarak, 1 Mayıs’ların bayram havasında güzel yarınlara ulaşabilmek umuduyla…
İşçi bayramımız kutlu olsun!