Anasayfa > Köşe Yazıları  >  HAYATTA İZİN OLMALI

HAYATTA İZİN OLMALI



       Karakterlerimiz aile ve toplum içinde şekillenir. Tanık olduğumuz her olay, yaşadığımız her an, duyduğumuz her konuşma ve nasihat karakterimizin oluşumunda etkili olduğu kadar hayata bakış açımızda da belirleyici rol oynar. Şimdilerde verilen önem azalmış olsa da ailelerin ve toplumun ileri yaştaki büyüklerinin söylemleri, anıları, tecrübeleri, nasihatleri eskiden beri toplumun vazgeçilmez değerleridir. Onların konuşmaları sıcak, güvenli bir limanda gibi hissettirir insana kendini. Etraflarına toplar tecrübenin önemini kavramış, bu konuda hassasiyet sahibi olanları. Bu limandan yola çıkarak, can kulağıyla dinlediğim yaşlı teyzenin konuşmalarından bahsetmek istiyorum sizlere bugün. 

       Görmüş geçirmiş, tabiri caizse feleğin çemberinden geçmiş, zorluklara göğüs germiş, ağlamadan gülememiş, çok kapılar açmış çok kapılar kapanmış yüzüne bu teyzenin. Konuşmalarından payıma düşen hisseyi aldığımı düşündüğüm teyzeye hayran kalmamak mümkün değil. Öyle ki yaşadığı zorluklarda da kavuştuğu güzel günlerde ve rahatlıkta da hep bir düsturu olmuş. Düsturu, “Her adımını doğruluk çizgisinde atmak, eğriyi hayatına sokmamak.” olmuş. Bunun için büyük gayret göstermiş. Yeri gelmiş feda etmiş. Ama düsturundan vazgeçmemiş. Anlattıklarının verdiği güven ve samimiyet neticesinde yönelttim sorumu.

“Teyze, yaşadığın bu kadar yılda hayat ne öğretti sana? Yaşadığın bunca yıldan ne anladın?” Cevabına tebessüm ederek başladı.

“İnsan hayatta çok şey öğreniyor ya da öğrendiğini sanıyor. Gel gör ki öğrendiklerini bir müddet sonra unutuyor. O zaman anlıyorsun ki bir yetmiş yıl daha yaşasan yine aynı kapıya çıkacaksın. Geriye dönüp baktığında hayattan hiçbir şey anlamadığını göreceksin. Öğrendiklerini unuttuğun gibi bir gün insanlar da seni unutacak. Ama bir yolu var biliyor musun kızım?”

“Neyin bir yolu var teyze?”

“Unutulmamanın bir yolu var.”  “Nasıl?”

“Ben de bunu çok sonraları fark ettim. Keşke daha önce fark edebilseydim. Çok daha fazla gayret gösterirdim. Evet hayatım boyunca doğruluk çizgisinden ayrılmadan ilerlemeye çalıştım. Zamanın hızla akıp gittiğini fark edebilen şanslı insanlardanım. Bunun için önüme çıkan her iyilik fırsatını değerlendirip ömür heybeme doldurmaya çalıştım. Ahirette açılacak bu heybede neler var neler yok unutuyor insan. Unutmayanların olduğunu, iyiliğim dokunan bir kız çocuğunun yıllar sonra ummadığım anda karşıma çıkmasıyla anladım. O zaman bir şey daha anladım. İnsan başkalarının hayatında izler bırakırsa unutulmuyor. Hayatta izin olmalı, geçtiğin yollarda izin olmalı. O yollar ezbere, avare gibi gidildiğinde olmuyor izler. Önüne, arkana, sağına, soluna bakmak gerek. Düşenler olmasın diye yolda ki taşları toplamak, ayağı kayanların elinden tutmak gerek. Karanlıkta ışık, uçurumda çit olmak gerek bazen. Kışın ayazında aba, yazın sıcağında serin su olmak gerek. Bir çocuğun gülüşünde gamze, bir gencin bakışında ufuk olabilme gayreti göstermek gerek. Hiçbir şey yapmak gelmiyorsa elden, tebessümünle yürekleri ısıtmak, birkaç cümle ile de olsa moral olmak umut olmak gerek. İnsan, gün gelip dört kolluyla sonsuz yolculuğuna çıktığı vakit unutulmak istemiyorsa, yürüdüğü yollarda girdiği hayatlarda iz bırakmalıdır. O izler ki adı her rahmetle anıldığında, sonsuzluk yurdunda yüzünü güldürür insanın.”

       Teyzenin hayata bakış açısı, tecrübelerinin sonucu ettiği “Hayatta izin olmalı” sözü. Bu sözün hakkını verebilmek için önerileri, araştırmalara ve kitaplara konu olabilecek nitelikteydi. Hayret, saygı ve sevgiyle dinledim teyzeyi. Onu dinlerken, hayata bakış açımda neleri değiştirebileceğimi düşündüm. Kendi hayatımdaki yolları inceledim. İz bırakma fırsatım varken es geçtiklerime üzüldüm. Sonunda o teyzenin konuşmalarının dimağımdaki izlerini görünce hem kendi adıma hem onun adına sevindim. İzler bırakanlar gerçekten de unutulmuyor. Bende izler bırakan bu teyzeyi hiç unutmayacağım.

       Hayatın içinde, kendisinden, tecrübelerinden, anılarından istifade edebileceğimiz öyle değerli yaşlılarımız var ki. Onlardan gereği gibi istifade edememek, toplumda karşılaştığımız bazı sorunların sebebi belki de. Belki de onların hayatımızda bırakacağı izler hassasiyetimizi artıracak. Belki de o hassasiyetle, maddenin esaretinden kurtulup özgürleşecek ruhlarımız. Belki de o hassasiyetle karakterlerimiz daha sağlam. Hayata bakışımız daha güvende olacak. O değerli yaşlılarımızdan gereği gibi istifade edebilsek, çıktığımız her yolculuğa onların sıcak, güvenli limanından çıkıp, her döndüğümüzde aynı sıcak, güvenli limana sığınacak, dinlenip huzur bulacağız. Sığınacak limanlarımızın azlığındandır belki de yorgunluğumuz, huzursuzluğumuz.

      Sığınacak sıcak, güvenli limanlarımız olsun. Hayatta izler bırakabilmek, bırakılan izleri hakkıyla okuyabilmek dileğiyle.

Saygılar, sevgiler.


Sıradaki Habere Kaydır