İNSANLIĞIN MANZARASI

Yurdun hemen hemen her yerinde kar manzarası örnekleri var bugünlerde. Yüzümüzü güldüren, içimizi ısıtan örnekler de. Pazar günü için erken sayılabilecek bir saatti. Karın, etrafı iyice doldurduğunu ve halâ yağdığını görünce ayrılamadık pencerenin önünden. Dans eder gibi inen kar tanelerinden, beyazlar içinde nazlı bir geline benzeyen caddeden alamadık gözümüzü. Araçlar caddedeki rampadan ağır ağır çıkıyorlardı. Bir kamyonet çıkamadı rampayı. Sağa yöneldi sola yöneldi, bir türlü çıkamadı. Bazı araçlar arkasında beklemeyi bazıları da yanından geçip gitmeyi tercih etti. Bir durak taksisi kenara park etti. Taksinin şoförü arabadan indi. Koşarak kamyonetin kasasına bindi. Kasada zıplama hareketi yapar gibi yaylandı. O bu hareketi yaptıkça kamyonetin kasası da yaylanıyordu. Kamyonet, taksi şoförünün yaptığı hareketlerle çıkmayı başardı rampayı. Düze çıkınca kamyonetten atladı. Kamyonetin şoförüne elini kaldırarak selam verdi. Aracına binip gitti. Taksi şoförü, kim olduğunu kimlerden olduğunu bilmediği birine yardım etti. Onu yolda kalmaktan kurtardı. Hem de böyle soğuk bir havada. İyilik böyle bir şey işte, hesabı yok iyiliğin. İhtiyaç olan anda, hesapsız yaptınsa iyiliktir. Allah iyilerin sayısını artırsın.
Yağan karların arasında uçmaya çalışan bir martı gördük. Zar zor bir evin çatısına konabildi. Onu görünce aç olabileceğini, sokakta başka aç hayvanların da olabileceğini düşündük. Akşamdan kalan çorbayı ısıtıp içine ekmek doğradık. Dondurma kaplarına böldük. Çocuklar konteynırların yanına koydular. İçi çorba dolu kapları. Bir yere gitmek için arabamızın yanına geldiğimizde, arabamızın altına ve aralıklı olarak diğer arabaların altına, hayvanlar için olan kuru mamalardan, konmuş olduğunu gördük. Mamaların üzerini kar yağıp kapatmasın diye arabaların altına koymuşlar. Ne kadar güzel düşünmüşler. Hayvanları bizden önce düşünen ne iyi insanlar var. Allah iyilerin sayısını artırsın.
Günün ilerleyen saatlerinde; yolun karşısına geçmekte zorlanan yaşlı bir teyzeye, genç bir kızın yardım ettiğini, koluna girerek karşıya geçirdiğini gördüm. Ne kadar güzel bir manzara. “Maşallah! Gençlik, merhamet esbabıyla yetişiyor.” Dedim kendi kendime. Allah böyle iyi gençlerin sayısını artırsın.
Arka sokaktan eve giderken, yaşlı bir amca ile yedi sekiz yaşlarında bir erkek çocuğu gördüm. Bahçe içinde müstakil bir evin önünde durdular. Evin bahçe çitinden dışarıya sarkan, zeytin ağacının dallarını hafifçe salladı yaşlı amca. O salladıkça, ağacın dallarında biriken karlar yere düştü. Küçük çocuk sordu,
“Dede neden ağacın dallarını sallıyorsun? Canın oyun oynamak mı istedi?” gülerek cevap verdi yaşlı amca.
“Hayır aslan torunum, oyun istemedi canım. Kar epey yağmış biraz daha yağarsa, bu ağacın dalları çekmez bu karın ağırlığını, kırılır. Ağacın dalları, yükünden kurtulsun, kırılmasın diye sallıyorum.”
“İyi ama o ağaç bizim değil ki komşunun.”
“Olsun evladım, komşu fark edene kadar kırılır belki. Hem o ağacın, mahlukata kim bilir ne kadar faydası var. Biz gördük biz düzeltelim, kimin olduğu fark etmez.” Konuşmaları devam ederken, tebessüm ederek geçtim yanlarından. “Sen nasıl güzel bir örneksin amca. Allah senden ve senin gibilerden razı olsun.” Dedim sessizce. Allah böyle güzel örneklerin sayısını artırsın.
Her gün işe giderken yanından geçtiğim boş arazide, daire şeklinde genişçe bir alanın kardan temizlendiğini fark ettim. Bir sürü güvercin, o alanda yem yiyordu. Sabah erkenden, üşenmeden o alanı temizleyerek kuşlara yem atan, mahlukatın açlığını düşünen ne güzel ne iyi insanlarımız var. Allah iyi insanların sayılarını artırsın.
Kar manzarasından çok karda insan ve sergilenen insanlık manzaraları mest etti kaç gündür gönlümü. Geleceğe dair nice umutlar filizlendi içinde. Bu milletin insanı ne kadar güzel. Televizyonlarda ve sosyal medyada zaman zaman “İnsanlık ölmüş olmalı.” Söylemlerine çok güzel bir cevap, kar vesilesiyle gördüğümüz insanlık manzaraları. Birilerinde insanlık son bulmuş olabilir. Bazılarımız, insanlığını unutanların hasarlarına maruz kalmış da olabilir. Ama düşünülenin aksine insanlık ölmedi. Halâ toplumun büyük çoğunluğu onu yaşatma gayretinde.
İnsanlığın; hesabı, ırkı, zengini, fakiri, siyasi görüşü, memleketi yoktur. Yapılan her iyilik, bizi insanlık yolunda ileri getirirken, yarınlarımızı insanlık temelleri üzerinde yüceltir. Zerre kadar da olsa yapılan bir iyilik, kimlerin kalbini ısıtacak, nasıl bir güneş doğuracak bilemeyiz. Küçük de olsa yaptığımız iyilik, insanlığı yaşatma gayretinde olanların kervanına katar bizi.
Bu hafta çevremde şahit olduğum, insanlığın yaşatıldığına örnek olan “insanlık” manzaralarını yansıtmaya çalıştım sizlere. Anladım ki seyredilen en güzel en keyifli manzara, insanlığın ölmediğinin kanıtı olan, yaşatılan insanlığın manzarası… Yaratılanların en şereflisi olan insanın, yaratılışına ve ona verilen değere yakışanı yaptığı, insanlığını sunduğu manzara… İnsanlığın manzarası…
Saygılar, sevgiler.