SÖYLEM,TUTUM VE KALP BÜTÜNLÜĞÜ…
Gördüğüm an istemsizce irkildim! Siyah penye şalını başına rastgele atmış, önden saçları,boynu,hatta kulakları görünür vaziyette idi. Kendince açık (!) değildi belki. Fakat yüzündeki garip makyaj, bir korku filmi sahnesini anımsatıyordu. Siyah şal, saç ve giyim olunca, yüzündeki bembeyaz zemin ve garip şekiller insanı ürkütüyordu.
Gördüğüm genci zihnimde anlamladırmaya çalışırken, bir başkası şaşırttı bu defa…Önüme bakarak yürüdüğüm için karşıdan gelen kişinin ayakkabıları takıldı gözüme. Oldukça pullu pırıltılı ayakkabıların sahibinin yüzüne doğru kaldırdım başımı. Aslında boylu poslu bir delikanlı olmasına rağmen, yüzündeki bir okka makyaj sakal izlerini kapatmaya yetmemişti(!)
Zihnim iyice kaosa sürükleniyordu.” Söylesem olmuyor, sussam gönül razı değil” denilen yerdeydim tam! Biraz ileride yürüyen ince,uzun genç ilişti gözüme. Belinden aşağı salınan saçları öyle güzeldi ki! Rengi, dalgası… Yanından geçerken dönüp yüzüne bakıp görmek istedim. İnsanın fıtratında vardır güzele meyil.Bakmamla önüme dönmem bir oldu sanırım! Zira ardından yürürken genç kız dediğim şahsın yüzüne bakınca göğsüne kadar uzanmış sakallarını görmek şaşırttı.
Aslında sokakta yürümek başlı başına zahmetli bir işmiş dedim. Gördüğümü, duyduğumu azaltıp, kalbimi ve zihnimi muhafaza etmem gerekiyordu. Zira Allah Rasulü “kişinin kendini ilgilendirmeyen şeyi terketmesi, imanının güzelliğindendir” hadisi zihnimde yankılanıyordu.
İçimdeki karmaşa telefonuyla tramvayda bağırarak konuşan beyefendinin sesiyle duruldu. Telefonda konuştuğu eşi olduğu belliydi konuştuklarından. İstemsizce herkes duyuyordu. Düşman olsa insan böyle kaba ve hakaretli konuşamazdı!! Telefonu kapattıktan sonra da homurtu hâlinde devam etti bir süre. Etrafında onu duyan herkesi germiş, tat kaçırmıştı. Az sonra yeniden telefonu çaldı. Sanki az önce konuşan o adam değildi! Kibarlığı, neşesi inanılır gibi değildi. Bu defa iş yerindeki x Hanımdı (!)… Aynı adam olduğuna inanmak zordu!!
Tramvaydan inip hızlı adımlarla eve doğru yürüyordum. Aciz yüreğimi daha fazla yorulmaktan korumak istiyordu sıklaşan adımlarım! Karşıdan bir grup genç bana doğru ilerliyordu. Kız erkek, tesettürlü/tesettürsüz karma bir gruptu. Allah’ım !! Kulağıma değmesi ile ruhum çamura bulanmış hissettiğim bu küfürleri eden bir genç kız mıydı gerçekten!? Kız ya da erkek farkeder miydi? Beni alt üst eden o cümlelere yükselen kahkaha iyice ruhumu bunaltmıştı.
“Namaz çıkışı buluşup, promosyon işini halledelim x abi!” diye seslenen adam da tuzu biberi olmuştu.
…..
Müslüman Türk bir toplum için anlattığım hiçbiri uygun değil farkındaysanız!
“Müslüman elinden ve dilinden emin olunan adamdır” hadisi hayatın hiç bir yerinde varlığını göstermiyor yazık ki!
Her birimizin canını sıkan pek çok şey, Müslüman yaşam tarzına uygun olmadığını anlamak gerek aslında. Kamyon arkası yazısı değil , gerçeğin ta kendisi;
“Huzur İslâm’da…”
Hayıflanmak , şikayetlenmek yol aldırmaz kimseye. “Farkettiğin yerden çark et” diyorum danışanlarıma 🙂
Insan farkettiği şeyi yönetebilir. Bu nedenle gelişmenin ; sorumluluk almak, konfor alanının dışına çıkmaya cesaret etmek, yeniliğe izin vermek olduğunu idrak gereklidir. Aynı zamanda iman eden bireyin, neye iman ettiğini ve sınırını algılamaya çabalaması, aklına eseni yapıp “özgürsün” sen diyenlere , ” sınırımı sadece inancım belirler” diyecek olgunluğa ulaşması kaçınılmazdır. Ve bunu anlatmanın en iyi yolu, yaşayarak göstermektir. Küfreden çocuğuna küfrederek küfrün zararlı olduğunu, sakin olmasını istediğin çocuğa bağırıp çağırarak inceliği anlatamayacağını bilmek zor olmasa gerek!
Tesettürü, cinsel kimliği, insanî değerleri doğru içselleştirememiş gençlerin ardındaki sebepleri de görüp tamir etmeli.Odadaki sivrisinek için ilaçlama yaparken, açık olan camdan bataklığı da görmek gerekmez mi? Bazen herşeyi yapmamıza rağmen olmayan kısma gelince… Evlâtlar,canlar, mallar zaman zaman imtihan sebebi diye bildirilir Kuranda … Önemli olan üzerimize düşenin hakkını vermek vesselâm…
Şu dünya serüveninin sonunda kulca iz bırakacak bir çaba ile yaşama gayretimiz bâki olsun kıymetli dostlar.Hürmet ve dua ile …