TOPLUM NAMINA TEŞEKKÜR EDERİZ…

“Güzel olan güzel söyler kelamı,
Güzellerin güzel yazar kalemi,
Güzel odur güzel görür alemi,
Güzellerin gözleri de güzeldir.”
Âşık Hüseyin Sümmanioğlu’ nun, “Güzeldir” isimli şiirinden bir dörtlükle başlamak istedim bugün yazımıza. Dilerim güzel görüp güzel yazmayı başaranlardan oluruz. Gayemiz toplum yapısını güzelleştiren insanları daha çok anmak. Gördüğümüz, şahit olduğumuz güzellikleri sizlere de ulaştırmaya çalışmaktır.
Bildiğiniz üzere kitap fuarları sonbaharda çok daha yoğunlukta oluyor. 28 Ekim – 6 Kasım tarihleri arasında Çayırovada düzenlenen ve halen devam eden kitap fuarına geçen hafta, kendi imza günümüz olmamasına rağmen, arkadaşları ziyaret için gitmiştim. Çocuk kitapları yazan arkadaşımızla hasbihal ettiğimiz sırada, standın önü birden kalabalıklaştı. Arkadaşımın okurları ile daha rahat iletişime geçebilmesi adına kendimi biraz geri çektim. Her zaman yaptığım gibi gözlemlemeye başladım. Çocuklar arkadaşıma kitapları hakkında sorular sordu. Arkadaşım cevaplarken öğretmenleri de dikkatle dinledi. Önce saate baktım. Okul saatinin dışındaydı. Genellikle o yaşlardaki öğrenciler, okul saatleri içerisinde gelirler kitap fuarlarına, öğretmenlerinin gözetimiyle. Yine öğretmenlerinin gözetimindelerdi. Fakat öğrencilerin hemen ardında, yetişkinlerden oluşan bir kalabalık daha vardı. Biraz daha gözlemledikten sonra o kalabalığın öğrencilerin velileri olduğunu fark ettim. Birden içimi sevinç kapladı. Öğrenciler, okulların ve öğretmenlerin ulvi gayretiyle genelde kitap fuarlarına geliyorlar. Kitap sevgisi ailede aşılanmamış olsa bile öğretmenler bu sevgiyi aşılamak için büyük çaba sarf ediyorlar. Nesiller kitap sevgisiyle hayat bulsun diye okullar bütün imkânlarını kullanıyorlar. Ama ilk defa bir sınıfın bütün öğrencilerini velileriyle birlikte kitap fuarında görüyordum. Belki daha önce örnekleri olmuştur. Ancak ben ilk defa karşılaşıyordum böyle bir durumla. Bu sefer çok daha büyük bir heyecanla gözlemlemeye başladım; öğrencileri, velileri ve hepsini birden aynı anda kitap fuarına getirmeyi başaran o yüce gönüllü öğretmeni. Bütün öğrencilere aynı kitaptan verilmesini rica etti arkadaşımızdan. Bunun öylesine bir tercih olmadığının farkındaydım. Lakin sebebini öğrenmem gerekiyordu. Belli ki gözlemlediğimden çok daha güzel bir sebep vardı bu isteğin ardında. Yavaşça ilerledim öğretmenimizin yanına. Merak ettiklerimi bir çırpıda sormaya başladım.
“Merhaba” Deyip kendimi tanıttım.
“Hangi okulda öğretmensiniz?” sorusunu yönelttiğimde, gözlerinin içi gülüyordu.
“Mehmet Akif İlkokulu” dedi.
“İsminiz nedir hocam?”
“Nuran Kodaz” dedi. İsmini söyledikten sonra doğal olarak neden sorduğumu merak etti.
“Buraya genellikle öğretmenler sadece öğrencilerini getirirler. Siz velilerinizle beraber gelmişsiniz. Şaşırdım ve çok sevindim. Onun için sizinle konuşmak istedim. Bir de bütün öğrencilerinize aynı kitabı aldınız. Nedenini merak ettim. Dayanamayıp yanınıza geldim.” Dediğimde, “Memnuniyetle konuşalım.” cevabını verip güler yüzüyle ve yüreğinden gelen cümleler ile anlatmaya başladı.
“Bütün öğrencilerimize aynı kitabı alıyoruz. Onlara belli bir süre veriyoruz okumaları için. O süre bittikten sonra okulumuzun konferans salonunda toplanıp kitap hakkında konuşuyoruz. Bütün öğrencilerin kitap hakkındaki yorumlarını dinliyoruz. Kitabı söyleşi atmosferinde değerlendiriyoruz. Çocuklar bu şekilde hem okumayı seviyorlar hem topluluk önünde kendilerini ifade etme yetisi kazanıyorlar. Çocuklar derslerin dışında serbest okuma ile de kendilerini yetiştiriyorlar. Okumak böylece onlar için çok daha zevkli hale geliyor.”
Öğretmenimiz anlatırken yüreğimi umut kapladı gelecek adına. Ne güzel yöntemlerle yetişiyor çocuklar. “Velilerinizle gelişinizi de merak ettim.” Dediğimde.
“Velilerimizle de aynı yöntemi uyguluyoruz. Her ay bir kitap belirliyoruz. Kitabı bütün velilerimizle okuyoruz. Sonra bir yerde buluşup kitabı mütalaa ediyoruz. Velilerimiz de kitap okuma alışkanlığı kazanıyor. Biz okullarda ne kadar okuma alışkanlığı kazandırmaya çalışsak da çocuk evde kitap okuyan birilerini mutlaka görmeli. Bunun için hepimiz kitap okuyoruz… Sağ olsun velilerim de katılıyorlar, bizim çabamızı destekliyorlar. Bu çalışmamızın çok faydasını görüyoruz.”
Nuran öğretmenimiz adeta okumanın sihirli değneğini en etkili kanal olan aileden değdirmeye başlamış öğrencilerinin dimağına. Çocukların en çok örnek aldığına, aileye, ekmiş okuma sevgisinin tohumlarını. Toplum namına teşekkür ederiz Nuran öğretmenimiz. Nuran öğretmenimiz gibi gayret üstüne gayret gösteren, toplumu güzelleştiren bütün öğretmenlerimize teşekkür ederiz… Yeni nesil gayretlerinizle çok daha güzel olacak… İyi ki varsınız öğretmenlerimiz…
Saygılar, sevgiler.