Anasayfa > Köşe Yazıları  >  ÜÇ SİHİRLİ KELİME

ÜÇ SİHİRLİ KELİME



Hayatı zorluklarla sırtlayan nice insanlar vardır. Yaşadıklarını duyduğumuzda, “Buna yürek mi dayanır?” dediklerimiz de… Geceler boyu sabahı bekleyen hastalar, sabahlara kadar şifa için avuçlarını duaya açan hasta yakınları vardır… Çaresizlik içinde girdikleri çıkmazdan kurtulmak isteyenler… Borç batağında çırpınanlar… Gözlerinin önünde yakınları öldürülenler… Savaşın ortasından ceset toplayanlar… Vatan savunmasında omuz omuza çarpıştığı silah arkadaşı yanı başında vurulanlar… Vatanını terk etmek zorunda kalıp sığınmacı olanlar… Kucağında evladını kaybedenler… Bir başına yetim çocuklarını yetiştirmeye çalışan analar… Yetim kalanlar vardır… Açlıktan ölenler… Akşam evine ekmek getirebilmek için canını hiçe sayanlar… Yüreğindeki dertleri kimselere açamayanlar… Varını yoğunu bir hiç uğruna kaybedenler… Kaybettiklerinin ardından pişmanlıklarında boğulanlar vardır… Ve bu insanlar her şeye rağmen yaşamaya devam ederler. Peki nasıl başarırlar bunu hiç düşündünüz mü? Bunu başarmak kolay mı? Her insan başarabilir mi?

       Allah dağına göre duman verirmiş. Kişiye taşıyamayacağı yükü yüklemezmiş. Bütün zorluklara karşı yaşamayı, ayakta kalmayı başaranlar bunun farkında olanlardır. Farkında olanlar ve tevekkül edenlerdir. Elinden gelen her şeyi yapıp sonucu Allah’a bırakıp sabırla bekleyenlerdir. Tevekkül edip sabırla beklemek, duanın kabul olacağına inanmak itikadın gereğidir. İtikat, sabır ve tevekkül dert sahiplerinin vazgeçilmez dostları, yol arkadaşlarıdır. İlk paragrafta saydığımız onca sıkıntının ve sayamadığımız birçok derdin üstesinden gelenler işte bu üç yol arkadaşının refakatinde hayata devam edip ayakta kalabilmeyi başarırlar. Bu üç yol arkadaşı ile hayatlarına anlam katıp yön verirler.

       Sıkıntıların üstesinden gelmek, dertleri bertaraf etmek çok zordur. Bazen başarmak insana imkânsız gibi gelir. Umutsuzluk hissi tuzaklar kurar yollarına. Öyle zamanlarda vazgeçmeden ilerleyebilmek için sabır yetişir imdadımıza. Üstesinden gelebileceğimize olan inancımız itikat ile korunur. Ve gayretimizin adı tevekkül olur. Bu üç kelimeyi hayatına yerleştirenler, çekilen onca sıkıntının ardından başarmanın lezzetini tadarlar. Başardıkça yeni umutlar beslerler geleceğe ve hayata dair.

       Hayatın zorluklarıyla baş etmenin yolunu başka terimlerde, olgularda arayanlar ise başarıya ya çok geç ulaşırlar ya da başaramamanın ezilmişliğini yaşarlar. Hayatın yükü altında ezilirler. Ezildikçe çaresizlik içinde feryat ederler. Feryadını duyuramayan nice kişiler veda etti bu hayata kendilerine acımadan.

       Bir tane hayatımız var ve bu hayat ile sonsuzluk aleminin en güzel yerlerinden birini hak etme şansımız var. Böyle bir şansımız var iken yanlış adımlar atarak, hayata yanlış açılardan bakıp yanlış anlamlar yükleyerek, neden elimizden kaçıralım? Sonsuzluk aleminde yaratanımıza kavuşma şansımız varken, neden yanlış hamlelerimizin kurbanı olalım? Neden o sihirli kelimeleri biz de hayatımızın baş köşesine oturtmayalım. İtikadımızı muhafaza ederek neden çelik gibi bir iradeye sahip olmayalım? Sabrın güvenli limanlarından neden kaldırmayalım gemilerimizi? Tevekkülün alın teri ile neden sulayıp yeşertmeyelim umutlarımızı?

       Öyle muhteşem başarıların sahibi olmamıza, enteresan hayatlar yaşamamıza gerek yok anlatılanları başarabilmemiz için. Bize sunulan hayatı bu üç sihirli kelimeyi kullanıp yaşamımıza yerleştirerek. Basit ama doğru cevaplarla dolu bir hayat için mücadele vererek başarabiliriz saydıklarımızı.

       Evet kolay değil sabır, itikat ve tevekkülü aynı teknede hamur yapmak, kıvama getirmek. Ama imkânsız da değil. Başarmanın tadına varan nice örnekleri sıralamak mümkün. Nice başarı hikâyelerinden feyiz almak da…

              Karşımıza çıkan engelleri sabır, itikat ve tevekkül ile aşabilmeyi, dünya ve ahiretimizi güzelleştirecek adımlar atabilmeyi diliyorum.

Saygılar, sevgiler.


Sıradaki Habere Kaydır