Anasayfa > Köşe Yazıları  >  YAZARLIKTA BAŞARI;  EDİTÖR – YAZAR DAYANIŞMASI…

YAZARLIKTA BAŞARI;  EDİTÖR – YAZAR DAYANIŞMASI…



         Toplumun yapı taşlarını üst üste koyarak sağlam eserler üretmeye çalışanlardır yazarlar. O yapı taşlarını üst üstüne koyarken, aldıkları eğitim, hayat tecrübeleri, okudukları kitaplar, toplumsal duyarlılıkları, düşünce yapılarının kalitesi taşların arasındaki harcı oluşturur. Taşların arasına sürülen harç ne kadar sağlam ise eser o kadar sağlam olur. Sağlam ve etkin eserlerin varlığı bulunduğu toplumu da sağlam, kaliteli, kültürlü, dirayetli ve uzun ömürlü yapar. Bir eser deyip geçmemek gerekiyor kıymetli dostlar. Bir eserin gördüğü değer toplum değerinin aynasıdır. Dolayısıyla yazar, eserleriyle toplumun aynası olma niteliğini taşır.

       Bugün bahsedeceğim konu yazarın üst üste koyduğu yapı taşlarının arasındaki harcı kuvvetlendiren başka bir etken olan editör desteği. Elimizden geldiğince, aklımızın ve duygu harmanlarımızın genişliğince yazarlık yolculuğunda ilerlemeye çalışıyoruz. Yazarlığa meslek demek istemiyorum. Yazarlık mesleğin ötesinde bir duyarlılık gerektirir. Onun için ‘Yazarlık yolculuğu’ kelimelerini kullandım. Bu yolculuğa çıkarken editör desteği alma ihtiyacı hissettim. Çünkü yazmak başka bir olgu, yazdıklarının noktalama işaretleri ile vurgulanması, yazdıklarının özerk yapısının kuvvetlendirilmesi ise başka bir olgudur. Kelimelerin dili olduğu kadar noktalama işaretlerinin de dili vardır kıymetli dostlar. Yazarın dili ile noktalama işaretlerinin dili uyum gösterdiğinde eserlerinin özerk yapısı oluşur. Bu yapı oluşurken, noktalama işaretleriyle sınırlı bir edisyonun ötesinde; yazarın yazdığını anlamanın yanında yazarın dilini hissedebilecek, yazar ile uzun görüşmelerde kelime aralarında aldığı nefesten, durduğu yerden, sesinin tonundan yazarın iç dünyasını keşif edebilecek bir editöre ihtiyaç duyar yazar. Eğrisiyle, doğrusuyla eksikliklerini, yanlış anlaşılmaya mahal olabilecekleri mertçe, çekinmeden söyleyebilecek, yazara kanuni yönden farkındalık oluşturabilecek bir editör desteğine ihtiyaç duyar. Çünkü yazar, hissettiklerini, bilgi harmanıyla, akılla ruhlarda şahlandırmakla mükelleftir. O şahlanan bilginin, duyguların dimağlarda kalıcı izler oluşturabilmesini sağlayacak sağlam bir editöre ihtiyacı vardır. Bizde yazarlık yolunda bir yolcu olarak bu ihtiyacı sonuna kadar hissettik. Elimizden geldiğince bir araştırma yaptık. Arayıp bulduğumuz editör bizim bu ihtiyaçlarımıza cevap verebilecek kabiliyette değildi. Ruhunun derinliklerinden gelen meslek aşkını, emeğinin teri ile karıp yapı taşlarımızın arasında kullanacağımız harca katamıyordu. Bin bir gayretle hazırladığımız eserlerimizin harcını ancak meslek aşkı ve emek daha da sağlamlaştırabilirdi.

       Durum böyle olunca, “Kendi göbeğimizi kendimiz kesebiliriz.” umuduyla editörlük kursu aramaya başladık. Yakın zamanlarda hizmet veren bir kursa denk gelemedik. Okumanın daha etkin olacağını düşünerek, üniversitelerde editörlük bölümü var mı diye araştırmaya başladık. Ne yazık ki üniversitelerde böyle bir bölüm yoktu. Hüsrana uğramış bir vaziyette yazmaya devam ettik. Bir yazar yazmaktan vaz geçtiği zaman hayata dair umudu kalmamış demektir. Bizim umudumuz hep vardı… Yazmaya devam ettik…

       Bir tevafuk sonucu şimdi çalıştığım Değerli Sanat Editörüm İlknur Artuğ Hanımefendi ile tanıştık. Daha önce editör konusunda hayal kırıklığım olduğu için gönlümdekileri çok dile getirmedim. Gelişmelerin ışığında, gönlümdekileri dile getirmediğim halde, editörümün ihtiyaç duyduklarımı eserime sunduğunu gördüğümde kendimi şanslı hissettim.

       Editörlüğü aşkla yapıyordu ve toplumsal sorumluluğunun farkındaydı. Toplum ahlakına ters hiçbir eserin edisyonunu üstlenmiyordu. Topluma ve yazara zarar verebilecek içerikleri kitabın içinden çıkartıyor, kabul etmeyen yazar ile çalışmaya devam etmiyordu. Edisyonun noktalama işaretlerinden çok daha fazlası olduğunu savunuyordu. Zaman geçtikçe söylediğinde ne kadar çok haklı olduğunu gördüm. Toplum yapısına saygılı, yaptığı işi sosyal bilinç temellerine oturtmuş bir insan karşıma boşuna çıkmış olamazdı. Bana sürekli önerilerde bulunuyordu. “Bir yazarın kelime dağarcığı çok geniş olmalı, sık sık sözlük okuyunuz. Bir masanız olsun, sabit bir yerde yazı yazın vb.” Bu ve daha nice kıymetli önerileri yazarlık yolculuğumda yorulmadan, şevkle ilerlememi sağlıyordu. Yazarlık yolculuğumdaki olumlu etkilerin sonucunda, hep aynı editörle çalışma kararı aldım. Aldım, çünkü yazarlık yolculuğumun bütün ihtiyaçlarına cevap veren bu şansımı değerlendirmeliydim. Bana verilen şansı iki yazar arkadaşımla paylaştım. Onlar da şimdi benimle aynı fikirdeler. Sonra yazarın etkin eserlerinin, toplumun değer yargılarını yücelttiği düşüncesiyle bu yazımızı yazmaya karar verdim. Değerli Editörüme durumu açıkladım. Bütün yoğunluğuna rağmen, yazımıza destek oldu ve sorularımıza cevap verdi. Verdiği cevapların hepsini yazımıza sığdıramadığımız için “Bir yazar neden bütün eserlerini aynı editörle çalışmalı?” sorusuna verdiği cevabı sizlerle paylaşacağım.

        “Yazarlık uzun soluklu bir süreçtir. Yaşamınız boyunca ürettiğiniz eserlerin hazırlanma süreci de yazma sürece kadar önem taşımaktadır. Bundan dolayıdır ki hayatlarını bu mesleğe adamış, alanında uzmanlaşmış editörlerle çalışmak önemlidir. Yazar, editöre yol arkadaşı olarak bakmalıdır. Çünkü editörler, yazarların dil gelişimlerini takip ederler ve onlara yol gösterirler. Bu nasıl mı olur? Buyurun örnekle anlatalım. Tüm eserlerini aynı editörle çalışmış bir yazar düşünelim. Editör, yazarın dilinin gelişiminin farkındadır. Çünkü hiçbir yazarın ilk kitabı ve son kitabı arasında aynı aktarım bulunmaz. Dil, dinamik bir yapıya sahiptir. Geriliye de bilir ilerleye de bilir. Editör, yazarın eserini ilmek ilmek okuyarak baskıya hazırladığı için yazarın dil kıvraklığını bilir. Aradaki gelişimini bizzat görür. Tabi bu gelişim yazar-editör dayanışması ile yapılmışsa edebiyata dair değer katan nitelikli eserler çıkacaktır. Bundan dolayı uzun soluklu bir çalışma önemsenmelidir. Elbette ki uyumsuzluk yaşanmışsa yazar editörünü değiştirmelidir; lakin doğru kişiyi bulduysa da tam tersi bir durum olmalıdır.”

      Kıymetli dostlar, editör – yazar dayanışmasının, yazarlık yolculuğumda olumlu etkilerini ve güzelliklerini yaşadığım için yazar olmayı düşünen dostlara, yazar olup da geçmişte benim yaşadığım sıkıntıların içinde olan kalem arkadaşlarıma ışık olması arzusu ile bu yazıyı kaleme aldım. Umarım faydalı olur.

Saygılar, Sevgiler.


Sıradaki Habere Kaydır