KÜÇÜK ŞEYLER

       Hayat hepimize farklı bakış açıları sunar. Farklı pencerelerimiz vardır olayları değerlendirdiğimiz, pencerelerimizden aynı ufkun farklı açılarına bakarız. Her birimiz aynı havayı solusak da farklı pencerelerden nefes alırız. Duygu olarak sevgi tektir lakin her birimiz farklı gösteririz sevgimizi. Aynı kuralların içinde farklı kriterler koyarız hayat merdivenlerimize. Hepimiz pencerelerimiz başarılara açılsın istesek de başarının tanımı her birimiz için farklıdır. Etkilendiğimiz olguların birçoğu aynıdır. Ancak her birimiz farklı derecelerde pişiririz karakterlerimizi. Farklı derecelerde pişiririz fakat aynı kapta piştiğimizi unuturuz farklılıklarımıza takılarak…

       Demek istediğim hepimiz insanız, her birimizin fıtratı farklı olsa da aynı şeylerden etkileniriz. Farklı kalıplarımız olsa da hepimiz ilgiye, sevgiye, mutluluğa, huzura, düşünülmeye ihtiyaç duyarız. Ancak yanlışımız bunları büyük çabalar ile elde edebileceğimizi düşünmemizdir. Oysa hayatımız küçük şeylerin toplamından oluşur. Küçük şeyler bizi sandığımızdan çok daha fazla etkiler. Küçük bir tebessüm, düşünülme, selam bizi umduğumuzdan fazla mutlu eder. Ya da tam tersi ufak bir yüz eğme bizi düşünemediğimiz kadar etkileyebilir. O anda etkilenmediğimizi düşünebiliriz, ne kadar etkilendiğimizi gün içinde, mutsuzluğumuzun nedenini kendimize sorduğumuzda anlayabiliriz. Eğer kendimize bu soruyu sormayı başarabilmişsek.

       Geçen hafta yeni ikametimize taşındık. Dün sabah çocuğu servise bindirmek için apartmanın önünde bekliyorduk. Hemen apartmanın önünde bir hanımefendi aracından indi. Bir an göz göze geldik. Aynı binada oturduğumuz düşüncesiyle ve selam vermenin faziletinden nasiplenmek için selam vermek istedim. Tam ağzımı açıyordum ki muhatabım başını başka bir tarafa çevirerek yanımdan geçip gitti. O an o davranışı önemsemediğimi düşündüm. Servis geldi çocuğumu bindirip eve geldim. Gün içinde üzerimde bir mutsuzluk ve ağırlık hissettim. Günün yoğunluğu ile kendimi sorgulamayı akıl edemedim. Uykuya dalmadan önce o hanımefendinin yüzü gözümün önüne geldi. Bütün gün onun hareketinden etkilendiğimi gün bittiğinde anlayabilmiştim. Bu kadar küçük bir durum bütün günümün olumsuz geçmesine neden olmuştu. Hem de önemsemediğimi zannettiğim halde. Küçük şeyler günlerimizi, günlerimiz aylarımızı, aylarımız yıllarımızı, yıllarımız ömrümüzü etkiler. Hayatımızdaki küçük şeyler bizi mutlu ediyorsa hayatımız mutlu geçer… Karar verdim ertesi günü karşılaşırsak, o hanımefendiden o selamı alacaktım. Daha çabuk davranacaktım. Çünkü hanımefendi benim selam vereceğimi fark etmemiş olabilirdi. Ancak ben kendimdeki etkiyi pozitife çevirmek mecburiyetindeydim. Negatif bir durum artıları eksilere çevirir hayatta… Bütün negatifleri artıya çevirmeliyim ki hayatın ikram ettiği mutluluklardan nasiplenebileyim düşüncesiyle başladım güne. Asansörden inip binanın giriş kapısına yöneldiğimde aynı hanımefendiyi karşımda gördüm. Görür görmez tebessüm edip selam verdim. O da tebessüm edip selam verdi. İkimizin de yüzünde çok güzel bir tebessüm vardı. Bu tebessüm ile benim günüm iyi geçecek, tahminim o hanımefendinin günü de iyi geçecek. Çünkü hepimiz insanız. İnsanı küçük şeyler mutlu eder.

      Bir selamdan ne olur demeyelim kıymetli dostlar. Güzel içten bir tebessüm içimize yeni filizler eker o filizler meyveye döner. O meyveler ile kim bilir kimlerin gönül dünyaları beslenir. Bir selam bazen büyük çabaların başaramadığını başarır.

       Kayınvalidesinden çok haz etmeyen bir arkadaşım vardı. Buluşmalarımızda kayınvalidesinin mutlaka adı geçerdi. Ondan memnun olmadığını hissettirecek cümleler kurardı. Bir buluşmamızda kayınvalidesi hakkında çok güzel sözler söyledi. Onu ne kadar çok sevdiğinden bahsetti. Şimdiye kadar kayınvalidesi hakkında olumlu bir tek cümle kurmayan arkadaşım onu övmeye başladı. Doğal olarak çok şaşırdım. Çevremdeki insanların hayatlarına karışmak, onları sorularla bunaltmak hiç adetim olmadığı halde şaşkınlığıma yenik düşerek arkadaşıma bu sevginin ve ilginin nedenini sordum. Anlatacaklarını merakla dinlemeye başladım. Aklımdan çok büyük şeyler geçirdim. Kayınvalidesinin ona çok büyük, pahalı ya da güzel bir hediye aldığını söyleyeceğini sandım. Arkadaşımın söylediği, kayınvalidesini övmesinden daha şaşkınlık vericiydi. Onun cümlelerini size nakletmek istiyorum.

“Kayınvalidem, eşim ve ben akrabaların davetine gittik. Masada on kişiydik. Kayınvalidem ile karşılıklı denk geldik. Yemeğin yarısına gelmiştik. Kayınvalidem oturduğu sandalyeden kalktı, masanın başında olan ekmek sepetine uzandı. İçinden birkaç dilim ekmek alıp benim önüme koyarak, kızım sen hiç ekmeğe uzanamadın, dedi. Kayınvalidemin bu hareketi beni o kadar mutlu etti ki anlatamam. Bu davranışından sonra ilerleyen günlerde ben de ona daha samimi davrandım. Kısa zamanda aramızda çok güzel bir sevgi hasıl oldu.”

       Arkadaşım ile kayınvalidesinin ilişkisini çok küçük bir davranış çok güzel bir boyuta taşımıştı. Bu olay hayatımızı küçük şeylerin güzelleştirdiğinin kanıtı niteliğindedir.

       Hayatımızı güzelleştiren ya da çekilmez hale getiren küçük şeylerdir. Hayatımızdaki küçük şeylere önem verelim. Varsa küçük ama ters giden bir durum onu düzeltmek için elimizden gelen gayreti gösterelim. Yaşantımızdaki küçük şeylerin hep güzel olması dileğiyle.

Saygılar, sevgiler.