RUH HAFIZAMIZ

Yıllar üzerimizde silinmez izler bırakmıştır. O izler bizi biz yapan oluşumlardır. O izlerin oluştuğu anları bütün ayrıntılarıyla hatırlayamayız. Lakin yaşattığı duyguyu o an ki ruh halimizi istesek de silemeyiz üzerimizden. Bu yıllar öncesinden duyduğumuz bir kokuyu tekrar duyduğumuzda o ana gidivermek gibidir.
İnsan yaşadığı anları bütün ayrıntılarıyla hatırlayamazken o anların hissettirdiklerini neden hiç unutmaz? Duyguları ilk gün ki gibi muhafaza eden nedir? Zihinden farklı bir yerde mi depolanıyor hislerimiz?
Bütün bu sorulara verdiğimiz ya da veremediğimiz cevaplar kalbimizin ve ruhumuzun bir hafızası olduğunu vurgulamaktadır. Kalp var olan maddi anlamının dışında görülemese de hissedilen ruhani bir anlam daha içerir. İmam Gazali Kalplerin Keşfi kitabında “Ruhani kalp ile maddi kalp arasındaki ilginin nasıl olduğunu anlamaya çalışmak birçok bilginleri hayrette bırakmıştır.” demiştir. Kendisi de ruhani kalp ile maddi kalp arasındaki ilişkiyi açıklamaya yanaşmamıştır. “Ruhani kalp ile maddi kalp arasındaki ilginin esasını ortaya koymak, ruhun sırlarını açıklamaya bağlıdır. Oysa Peygamberimizin bile üzerinde konuşmadığı, ruh mevzuunda bizim söz etmeye hakkımız yoktur.” diye belirtmiştir. İmam Gazali ruhani kalbin özünü değil, sıfatlarını ve türlü hallerini bilmenin gerekliliğine aynı kitapta değinmiştir. Ruhani kalbin ya da ruhun duyguları muhafaza etme özelliğinin bu hallerden olduğuna inanıyorum.
Az önce Peygamberimiz (s.a.v.)’in dahi ruhu açıklamaya yanaşmadığından bahsetmiştik. Allah, yüce kitabımızda “Habibim! Sana ruhu sorarlar, de ki; ruh, Rabbimin bildiği bir iştir.” buyurmuştur. Yaratıcımız, Resulüne dahi ruhu açıklamayı müsaade etmemiştir. Belli ki insan aklı ruhu anlamaya yetmemektedir. Ancak türlü halleri ile varlığımızı oluşturan ruhumuzun bir hafızası vardır. O hafıza hislerimizi muhafaza etmektedir.
Ruhi bunalımlara giren insanların ruh hafızasında üzücü, yıpratıcı, rahatsız edici, kalbi daraltan hislerin biriktiğini düşünmekteyim. Güzel dinimiz; ruhi bunalımlara, manevi hastalıklara, kalp sıkıntılarına karşı manevi zırhı tavsiye etmiştir. Allah’ın emrettiği namaz manevi zırhımızdır. Rabbimizi anmak manevi zırhtır. Güzel ahlak manevi zırhtır. Ayetleri okumak, anlamak ve yaşamak manevi zırhtır. Manevi zırhı olan insanlar yaşadıkları olaylardan daha az etkilenirler. Hissettikleri daha farklıdır. Dolayısıyla ruh hafızalarına daha olumlu hisler kaydedilecektir. Yani ruh hafızamıza kaydedilecek hislerin yönünü manevi zırhlarımızın kuvveti belirleyecektir. Manevi zırhı kuvvetli olan insanlar, yaşadıkları olumsuzlukları en az hasarla ya da hiç hasar almadan atlatacakları için ruh hafızalarında; üzücü, yıpratıcı, rahatsız edici, kalbi daraltan hisler birikmeyecektir. Böylece ruhi bunalımların etkisine girmekten kurtulacaklardır. Öte yandan manevi zırhı olan insanlar, yaşanılan güzelliklerin lezzetini çok daha fazla hissederler. Lezzetlerine şükrü ekleyerek manevi zırhlarını daha da kuvvetlendirirler.
İnsan ne yaşayacağını bilemez. Bütün tedbirleri alsa da gelecekte ne yaşayacağını, onu nelerin beklediğini kesinlikle bilemez. Yaşanacakları yönlendirmeye gücümüz yetmez. Ancak yaşanacak olumsuzluklardan en az zararla ya da hiç zarara uğramadan kurtulmak bize bağlı. Aynı şekilde yaşanacak güzelliklerin lezzetini artırmak da bize bağlı. Manevi zırhlarımızın kuvvetine bağlı. Ruh hafızamıza kaydedilecek hislerin hangi boyutta olacağını, manevi zırhımızı kuvvetlendirmek için yaptıklarımız belirleyecektir.
Ramazan ayına yaklaştığımız şu günlerde, bir an önce Ramazan ayının gelmesini istiyoruz. Bunun sebebi Ramazan ayının ruh hafızamızdaki muhteşem lezzetidir. O muhteşem lezzet ruh hafızamıza nasıl kaydedildi dersiniz? Evet Ramazan ayında baştan aşağı manevi zırhlarla donatırız kendimizi. Oruçtan Teravih namazına, hatimden fitreye kadar manevi zırhımızı kuvvetlendirecek amelimiz ile doludur Ramazan ayı.
Ruhu açıklamaya ve anlamaya aklımız yetmese de bizi gezdiren ruhun varlığını kabul edip inanıyoruz çok şükür. Özet olarak, ruhumuz güzelse yaşantımız güzel olur. Ruhumuzun güzel olması ruh hafızamızın kaydettiklerine bağlıdır. Ruhumuzun yaşananları olumlu hislerle kaydedebilmesi ise manevi zırhımızın kuvvetine bağlıdır.
Ruh hafızamızın; güzelliklerin lezzetini ve şükrü artıran hislerle dolu olması dileğiyle…
Saygılar, sevgiler.