AİTLİK DUYGUSU ve KULLUK MAKAMI

Kainattaki her şey yaratıcısının varlığını haykırır. Bir saatin bile ustası varken içinde yer aldığımız bu muhteşem nizamın bir yaratıcısının olmadığını düşünmek yorucu, yıpratıcı ve bunaltıcıdır. Bu düşünce insanın aitlik duygusunu zedeler. Kâinatın muhteşem nizamının içinde zerre kadar da olsa bir yerinin olduğunu bilmek aitlik duygusunun temelini oluşturur. Hele de yüce Allah tarafından yaratıldığını bilmek, henüz doğmadan rızkının yaratıldığını ve kader kaleminin bizim için de çalıştığını bilmek muhteşem bir şeydir. Bu inanç, aitlik duygusunun ötesine geçirir insanı. Allah’ın kuluna verdiği değeri gözler önüne serer. Kendine verilen değeri gören insan, o değere layık olabilmek için elinden geleni yapar. Değerini kaybettirecek fiillerden uzak durmaya çalışır. Ait olduğu yeri korumaya çalışır.

İlk paragrafta bahsettiğimiz “Aitlik duygusu” nedir? Ait olunan yer neresidir? Bir çoğumuz biliriz bu soruların cevaplarını. Ancak değinmekte fayda vardır. Türk Dil Kurumu’nun tanımına göre aitlik, ait olma durumudur. İnsan fıtratı gereği yalnız yaşayamaz. Fiziki olarak yalnız yaşaması belki mümkündür ama duygusal olarak yalnız olmak istemez insan. Duygusal olarak yalnız olan insanlar bunalıma girerler. Çeşitli psikolojik rahatsızlıklara yakalanırlar. Bu sebeple insan kabul görmek ister. Değer görmek ister. Verilen değeri hissetmek ister. İşte tam burada ait olunan yer girer devreye. Günümüzde insanlar belirli guruplara ait olmaya çalışarak bu ihtiyaçlarını gidermek isterler. Bazen o kadar isterler ki kabul gördükleri gurupların fıtratlarına uyup uymadığını araştırma gereği bile duymazlar. Fıtratlarına ters gurupların içinde katıldıkları aktivitelerle huzur bulamadıklarında ise mutsuzluğun pençesine düşerler.

Oysa yüce Allah, yarattığı her kuluna ait olabileceği bir makam da yaratmıştır. Yaratılan her kulun o makamda bir yeri vardır. Davranışlarına göre o makamda yükselme şansı vardır. Kendine tahsis edilen bir alanı vardır. O makam, kulluk makamıdır. Rahman ve Rahim olan Allah, dünyaya gelen her kuluna maddi olarak; aile, rızık, mekân temin ettiği gibi manevi olarak da rızık, mekân ve makam temin etmiştir.

Allah’ın kendine verdiği değeri bilen insan, kendini kulluk makamına ait hisseder. Kendini kulluk makamına ait hisseden insan, kainattaki muhteşem nizamın içinde bir yeri olduğunu bilir. Sadece fâni alemin nizamında değil baki alemin nizamında da bir yeri olduğunu bilir. İki alemde yeri olduğunu bilmek insanın aitlik duygusunu kuvvetlendirir. Aitlik duygusu kuvvetli olan insanlar kendini asla yalnız hissetmezler. Sarsılmaz bir iradeye sahip olurlar. İdare kuvvetleri artar. Sözleri tesirli olur. Sağlam karakterli olurlar. Aitlik duygusu bu kadar önemlidir kıymetli dostlar.

Kulluk makamındaki yerini unutan insanlar, kendi deyimleri ile “İnançsızlığı tercih eden.” insanlar, yalnızlığın içinde kıvranmaktadırlar. Kendileri gibi düşünenler ile bir araya gelerek yalnızlıklarına çareler aramaktadırlar. Yaşantım boyunca denk geldiğim inançsız insanlarda gözlemlediğim bir durumdur bu.

Genç bir kardeşimiz arkadaşının durumundan bahsetmişti. Anne ve babasının inançsız olduğundan ve kendisinin bütün dinleri araştırdığından bahsetmişti. Onun anlattıklarını dinlerken inançsız anne ve babanın kucağına doğan o evladımıza çok üzülmüştüm. Çünkü bizlere doğduğumuz anda daha kulağımıza ezan okunurken altın bir tepside sunulmuştu İslam. İnançsızlığın ne olduğunu bilmeden İslam’ın güzellikleri ile yoğrulmak nasip olmuştu bize. Ama o genç bu yaşına kadar mahrum kalmıştı o güzelliklerden. Suyun kaynağında olup da susuzluğunu giderememek gibi bir şeydi bu. Belli ki susuzluğunu gidermek istiyordu o genç. Belli ki anne ve babasının yoluna ait olmadığını hissediyordu. Ait olabilmek için kendine bir makam arıyordu. Doğduğu anda kendisine ayrılmış olan kulluk makamını arıyordu. Umarım en kısa zamanda kendisine ayrılan makamı doldurur. Gönlü huzura kavuşur.

İnsanın kendini ait hissettiği en kutsal yerdir kulluk makamı. Bu makamın gölgesinde yeşerir diğer bütün aitlikler. Bir aileye ait olmak, bir guruba ait olmak, bir düşünceye ait olmak hepsi kulluk makamının gölgesinde hayat bulur. Çünkü aitlik kabul görmek demektir. Yaratıldığı anda kabul gördüğünü bilmektir kulluk makamı. Bu bilinç, diğer bütün aitlikleri kulluğun zarafetiyle yüceltir.

Saygılar, sevgiler.