KÖKLERDEN GÖKLERE YÜKSELİŞ – TEVAZU

Ömrün o büyük sırrını gör bir bak da
Bir tek kökü kalmış ağacın toprakta
Dünya ne kadar tatlı ki binlerce kişi
Kolsuz ve bacaksız yaşayıp durmakta.[1]
Zihinlere naif serzenişleriyle dokunan usta şair Orhan Veli’nin bu dörtlüğü ile giriş yapmak istedik bugün yazımıza. Usta şairin mısralarında değindiği kadar tatlı gelir dünya insana. Öyle ki uzuvları olmadan yaşamayı kabul edecek kadar… Burada zikredilen “Kolsuz ve bacaksız yaşamak.” elbette ki gerçek anlamının dışında kullanılmıştır. Ancak sözcükler herkeste farklı çağrışımlar oluşturabilir. Ne de olsa şiir okuyanın anladığını yansıtır. Bu dörtlükte naçizane hissettiğim, insanların ömrün sırrına dair erdemleri kaybettiğidir. Özellikle son iki mısranın hissettirdikleri; kaybedişi kabullenip kol ve bacaklar kadar önemli işlevleri olan, insanı köklerden göklere taşıyan, erdemlerin yokluğunu umursamadan hayata kuru bir ağaç gibi devam etmektir. “Kuru bir ağaç” sözü biraz kaba oldu farkındayım. Lakin “Bir tek kökü kalmış, kolsuz ve bacaksız yaşayıp durmakta.” tabirleri zihnimde kuru bir ağacı canlandırdı.
Kuru ağaçlar meyve veremez. Orada öylece dururlar. Yok olana kadar; çiçek açıp hoş bir koku salmadan, meyve verip damakları tatlandırmadan, yaprak açıp gölge olmadan orada öylece dururlar. Erdemlerini kaybetmiş insan misali canlı alâmeti sergilemeden öylece dururlar. Dünya, tek bir köke razı olacak kadar tatlı gelir kuru ağaçlara…
Tevazu, insanı köklerden göklere yükselten erdemlerden biridir. Tevazu, çiçek açtırır gönüllere. Tevazu hoş bir tat bırakır damaklarda. Tevazu, kuru ağaçlara ölümsüzlük sunan abıhayattır. Tevazu, yükselttikçe yükseltir insanı.
Tevazu ile yazdığımız cümleler abartılı gelebilir. Oysa bu cümleler tevazuyu anlatmakta yetersiz kalmaktadır. Öyleyse sözlerin en güzelini söyleyen Peygamberimiz (s.a.v.)’in Hadis-i Şeriflerine bakalım.
“Allah kendisi için affedenin izzet ve şerefini arttıracağı gibi alçak gönüllü olanı da yüceltir.”[2] Bu hadisi şerif tevazu gösterenin (Alçak gönüllü olanın) yüceltileceği müjdesini vermektedir. Başka bir Hadis-i Şerifte daha ayrıntılı bir şekilde müjdelenmiş tevazu sahipleri.
Hadis-i Şerifte “Bütün insanlarla beraber bulunan iki melek vardır. İnsanın boynunda takılı olan ipi tutarlar. Kibirlendiği zaman ipi aşağıya çekerler ve şöyle derler: ‘Allah’ım! Bu kulunu adi bir kimse yap.’ Alçak gönüllü olduğu zaman da ipi yukarı doğru çekerler ve ‘Allah’ım! Bu kulunu yücelt derler.”[3]
Tevazu sahiplerine ne güzel bir müjde… Tevazu en çok gücü kudreti yerinde olan, makam mevki sahibi olan ya da başarıları olan insanlara yakışır. Tevazu gösterdikçe sahip oldukları güç, başarı ya da makam katlanarak artar. Artan sadece bunlar değildir. Onlar tevazu gösterdikçe insanlar arasında sevgileri de artar.
Bir festivalde bir millet vekilinin, protokoldeki yerinden kalkıp halkın içinde yaşlı bir teyzenin elini öptüğüne şahit olmuştum. Yanımda bulunanlara akrabası olup olmadığını sorduğumda köylüsü olduğunu öğrenmiştim. Tevazu dolu bu hareket gönlüme işlemişti o zaman. Tevazu var olan güce, makama, başarıya rağmen gösteriliyorsa güzeldir. Çünkü bu saydıklarımız insanı etkisine alıp kibre götürebilecek kadar tehlikelidirler.
Hayatın içinde bir şekilde yollarımızın kesiştiği insanlara baktığımızda, en çok iz bırakanların tevazu sahibi insanlar olduğunu görürüz. En çok onların adı anıldığında tebessüm eder yüreğimiz. En çok onları severiz. Çünkü Allah katında da onlar değerlidir. Çünkü Allah’ın sevmediğini kullar sevemezmiş. Tevazu sahibi insanlara hissettiğimiz sevgi dahi tek başına, köklerden göklere yükselişin tanımını yapmaya yetmektedir.
Tevazu sahibi insanların kökleri gür, dalları çoktur. Varlıklarıyla yüreklere, zihinlere, hayatlara fayda verirler. Yüreklerimizin, tevazu sahibi yüreklerle birleşmesi dileğiyle…
Saygılar, sevgiler.
[1] Orhan Veli, Bütün şiirleri, 14 Punto Serisi, Kapra Yayınları, 2023, Sayfa 199.
[2] İmam Gazali, Kalplerin Keşfi, Bahar Yayınları, 1998, Sayfa 471.
[3] İmam Gazali, Kalplerin Keşfi, Bahar Yayınları, 1998, Sayfa 471.