Böyle çıtır pıtır Çıtırdamazdı ocaklar Sen olmasan. Mırıl mırıl Ninni bilmezdi dudaklar Sen olmasan. Neye yarardı oyuncaklar Sen olmasan. Ve soğurdu, yavrum, kucaklar Sen olmasan.[1] Okuduğunuz mısralar Arif Nihat Asya’nın “Çocuk” isimli şiirinden. “Soğurdu, yavrum, kucaklar sen olmasan.” Bu mısrada usta şair, çocuk sevgisinin insanı ısıttığını ve yürekleri merhamete celbettiğini ne kadar güzel anlatmış. Çocuk […]
Devamını oku“Yan, ey yüreğim, yan:Yakamaz yanmayan!”[1] Bu iki mısranın adı “Yakmak” Ârif Nihat Asya’ya ait olan bu mısralar, içten dışa doğru büyüyen duyguların lokomotifi gibi. Yürek ne için yanıyorsa lokomotif o yöne doğru gider. Yanarken yakar. O yandıkça etkisi altına gİrer alem. Bir gaye uğruna bütün gücünü kullanarak çabalamanın adıdır, “Yanmak”. Dün on yaşlarında bir kız […]
Devamını oku“İdrakin aczini idrakten büyük idrak yoktur!”[1] Hazret-i Ebu Bekir’e ait bu sözün çok derin manaları vardır. Manayı anlama gayretinde olanlara idrakin ince nakışlarını sunar. İdrak, algılama demektir. Anlayış manasına da gelir. İdrakin aczini buradan yola çıkarak yorumlamak mümkündür. İnsan yaratıldığı zamandan beri anlama gayretindedir. Yaratıldıktan hemen sonra Allah tarafından kendisine öğretilen bütün kelimeleri idrak etmeye […]
Devamını okuMerhameti olmayan, yüreğini hissedemez. Buz tutsa da hissedemez. Buz tutan yürekler, yangına atılmadıkça erimez! Yangın, eritmekle kalmaz. Yakıp kül eder… Merhametsizlik yok eder… Merhamet var olmak demektir. Var olmak… İnsan olmak demektir… Çığlıkları duymak demektir…. Çığlıklara yürek kapatmak insanlığı bitirmek demektir. Çığlıkları yüreğinle duy. İnsanlığı bitirme zulmü bitir. Zulüm, zulme sessiz kalanların omuzlarında yükselir. Zulme […]
Devamını okuKainattaki her şey hareket hâlindedir. Sürekli hareket hâlinde… Atomun çekirdeğinden galaksilere kadar ne varsa hepsi hareket hâlindedir. Durduğu sanılan bir taş dahi içinde hareket barındır. Miskin, yerinden kalkmayan bir insan da hareket hâlindedir. Kişinin miskinliğine rağmen işleyip duran bir kalbi, muazzam çalışan organları, damarlarında akıp duran kanı vardır. Hareketsizlik imkânsızdır. Hareketi duranın yaşamı son bulmuş […]
Devamını okuHiçbir çağda görülmeyen sorunlar bu çağda kendini göstermiştir. Hiçbir çağda olmadığı kadar bu çağda sorunları kabullenir oldu insanoğlu. Sorunların akan seline hiç direnmeden kendini bırakır oldu. Komutlar dışında hareket edemeyen, tepki veremeyen bir robota dönüştü sanki insan. Dünyanın en büyük zulmü yaşanırken tepkisiz kalan kitleler bu gerçeği doğrulamaktadır. Bu çağın en büyük sorunlarından biri de […]
Devamını okuHer ağızda, her telde, fânilik dırıltısıSonunda tek bir şarkı, tabutun gıcırtısı…[1] Üstat Necip Fazıl Kısakürek’in “Şarkı” isimli beyti, ölüm üzerine dudaktan ruha aksetmeyen bütün konuşmalarda aklıma gelir. Ne çok konuşur insan ölümü. Bildiği, gördüğü bir şeyden bahseder gibi ne kadar kolay “Ölüm” der. Oysa ölüm ve ötesi muammadır. Ölüm işine karıştırmaz fânileri. En sevdiği yanı […]
Devamını oku“Neden yokluk yok da varlık var?” Bu soruya iki gün önce denk geldim. Üzerine çok düşündüm. Kafamda bazı fikirler oluştu. Ancak net bir cevap bulamamıştım. Sosyal medyada bu soruyu paylaşmaya karar verdim. Birçok kişi cevap yazmıştı. Cevapların çoğu mantık dahilindeydi. Ancak cevaplar birbirlerinden farklılık gösteriyordu. Bazıları aynı cevabı farklı cümlelerle anlatıyordu. Bazıları tümevarım yöntemiyle bazıları […]
Devamını okuYılların yorgun bıraktığı adımlarını ağır ağır atıyordu Tuna Bey. Az sonra altından vızır vızır arabaların geçtiği bir üst geçit merdivenin dibine geldi. Başını kaldırıp merdivenin bittiği son basamağı görmeye çalıştı. Gözünde büyüdü basamaklar. Sarp bir dağa tırmanacağı hissi oluştu içinde. Güneşin yakıcı sıcaklığı, yüzünden akan terlerin sebebiydi. Bastonunu merdivenin trabzanına dayayıp diğer elindeki su şişesinin […]
Devamını oku